Bu âlem kendinden oluşmuş değil;
Zerreden, kürreye Yaratan vardır.
Ey gafil, haddini, hududunu bil;
Gökleri direksiz bir çatan vardır.

Hiç bir şeyle kıyaslama, Mevlâ’yı
Hiç kimsenin yoktur var etme payı
Bütün yıldızları, güneşi, ayı,
Dünyayı boşlukta bir tutan vardır

Örneksiz yarattı bedeni, canı
Kılcal damarlarda akıttı kanı
Beynimize koydu aklı, izanı
Cansız bedenlere can katan vardır

Emriyle açılır gül, sümbül, lâle,
İnsan doğar, büyür, erer kemale
Rahmeti indikçe coşar şelâle
Suları aşk ile çağlatan vardır

Yerde yol alan var kolsuz, bacaksız
Yavru büyüten var elsiz, kucaksız
Uzay boşluğunu uçsuz, bucaksız
Kat kat, kandil kandil donatan vardır

Her canlı bedava hava soluyor
Nimetlerle tüm mideler doluyor
Bir çekirdek koca ağaç oluyor
Kuru çekirdeği çatlatan vardır

Binbir çeşit meyve aynı toprakta
Ayrı ayrı tat bırakır damakta
Akıl sahipleri şaşıp kalmakta
Hakk’ın kudretini anlatan vardır

Verdiği nimeti saymak ne mümkün
Gördüğün, yediğin ne varsa yekûn,
Yaratıcısı Hak, şek duyma sakın
Hiç şüphesiz, Yüce Yaradan vardır

Bütün yeryüzünü bezeyip, seren
Hasta kullarına şifayı veren
İnsanın kalbini, hâlini gören
İlmiyle âlemi kuşatan vardır

İnsansın, hayvandan olmalı farkın
Anlamaya çalış varsa idrakin!
Bütün varlıklara ibretle bakın
O’nun varlığından bir nişan vardır

O’nundur idare, O’nundur ferman
Pınar, ırmak, deniz, dağ, ova, orman
Bir hesaba göre işliyor zaman
Günleri kısaltıp, uzatan vardır

Mükemmel sanatkâr, her şey şaheser
İnsan bir damla su, en güzel eser
O’nsuz ne kuş uçar, ne rüzgâr eser
Mülkün tek sahibi, bir Sultan vardır

Mehmet Postallı / 2024