Gitmek mutlak ama, yeri, zamanı;
Nerede, ne zaman bilen var mı ki?
Azrâil geldi mi, vermez amanı;
Ben gitmem deyip de, kalan var mı ki?

Nice hükümdarlar, nice paşalar
Zalimlere uşak olan maşalar
Bir yer var mı, o tarafa kaçalar;
Ölümsüz bir mekân bulan var mı ki?

Ne Karun’lar, ne Nemrut’lar kaldıar
Dünya tarihine şöhret saldılar
Ve sonunda bir çukura doldular
Bunu bilip, ibret alan var mı ki?

Sınav salonuna gelen, gidiyor
Kimisi hamdolsun kazandım diyor
Kimisi kaybedip, feryat ediyor
Sınav sorusunu çalan var mı ki

Hakkıyla çalışan elbet kazanır
Umduğu menzile varır, uzanır
Dünyaya meyleden kendi aldanır
Kasası, kesesi dolan var mı ki?

Hayat süresince çeker kamera
Yaptığı işlerle çıkar kantara
Gönüllü, gönülsüz girer mezara
Biri çıkıp haber salan var mı ki?

Bu can ayrılacak kemikten, tenden
Ömrü veren, hesap soracak senden
Âdem’den buyana, bunca gidenden;
Pişman olup geri gelen var mı ki?

Aslında bu hayat bir bal tadımı
Düşünerek atmak gerek adımı
Hekim mi burada kaldı, kadı mı?
Bu sözlerde yanlış, yalan var mı ki?

Mehmet Postallı / 2025