0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
279
Okunma

Bilmezler,
Ardında bıraktığın cam kırıklarıyla
Geçmişe "hoşça kal" dediğini...
Ne anlasın ki
Elin oğlu,elin kızı halinden,
Ne bilsin ki,
Şu derinlerde yatan sükûtunun bile
Ne badirelerden geçtiğini...
Kim duyabilir ki senden başka
En derin sessizliklerin bile
Çın çın kulağında
Ayrılık türküleri söylediğini...
Kim ne bilsin ki,
Perçem perçem yüzüne yansımış
Yalnızlığın resmini...
Bilmezler,
Kimin ne mücadeleler verdiğini...
Ne bilsin ki elin oğlu,elin kızı
Tebessümünün altında neler gizlendiğini...
Geçti dersin,bitti dersin
Ve zoraki gülümsersin hayata,
Sanki yok olup gitmeye
Dur der,meydan okur
Yüzünün kırış kırış olmuş teni...
Bir umuttur ki beklersin,
Güne merhaba diyen
Simide hasret martıların sesini...
Kanatlanıp uçmak istersin,
Üstüne sirayet etmiştir
Zümrüdü Anka’nın sessizliği...
Biliyorum ki anlaşılmayacağım;
Yaşanmışlıkların ve dahi sevdaların
Bir bir unutulup da,
Sadece tarihlerin yazılıp çizildiği
Şu mezar taşlarında...
Biliyorum ki anlatamayacağım;
İnsanlığın birer birer
Toprağa gömülüp de,
Sadece deri parçalarının konuştuğu
Şu koca yaşlı dünyada...
5.0
100% (7)