12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3104
Okunma

Kapına gelmiştim ellerim bağlı,
Odana girmeden döndüm izime;
Ahh bilsen, hasretin kendi oldum da,
Yüzünü görmeden döndüm izime;
Oyy, gülüm, gülüm !
Savruldu külüm...
Ayrılık ölüm..
Anka’yı yitirdim, yüreğim Kaf’’da;
Dilimde kelepçe, boynumda yafta,
Kendimi getirdim pulsuz bir zarfta
Eline vermeden döndüm izime;
Oyy, gülüm-gülüm !
Savruldu külüm....
Ayrılık ölüm. …
Kalpten iz sürerek yönüne geldim;
Ne var ki, bir hazan gününe geldim,
Yaprak dökümünün sonuna geldim,
Goncayı dermeden döndüm izime;
Oyy, gülüm, gülüm !
Savruldu külüm …
Ayrılık ölüm.
Kıvılcımı sevdim, közüne daldım;
Mahşer bir umuttu, berzahta kaldım;
Önsezim uyardı, derinden aldım,
Sırrına ermeden döndüm izime;
Oyy, gülüm, gülüm !
Savruldu külüm …
Ayrılık ölüm.
Anladım ki, bu aşk uzun emelli;
Ruh eşini bulsa merâmı belli;
Gönlüme kırağı düştükten kelli,
Bahtımı yermeden döndüm izime;
Oyy, gülüm, gülüm !
Savruldu külüm …
Ayrılık ölüm.
Denizler tükendi, kalmadı çârem;
Gidenler yâdında boşaldı çevrem;
Dışbükey aynanda kayboldu çehrem,
Dizine sürmeden döndüm izime;
Oyy, gülüm, gülüm !
Savruldu külüm …
Ayrılık ölüm.
Özüm bildi: Canân özgeye kandı,
Sevdâya şirk koştu yol çatallandı;
Eceline saydım verdiğin and’ı,
Açığa sermeden döndüm izime;
Oyy, gülüm, gülüm !
Savruldu külüm...
Ayrılık ölüm.
Ahh bilsen, hasretin kendi oldum da,
Yüzünü görmeden döndüm izime !..
Oyy, gülüm, gülüm !
Savruldu külüm …
Bu nasıl ayrılık,
Bu nasıl ölüm ?.. ! ….
YUSUF BİLGE
* Sagu : Ağıt.