balıkçı cevdet, martılar ve kedi

derme çatma tek göz kulübe
elden düşme takası ile arasında mekik dokuyan
dümdüz bir adamdı cevdet
aşkla, meşkle işi olmayan
koyu gri duman adında kedisiyle yaşardı

meyhanede maç sonuçları, altılı ganyan, piyango bileti
arabesk şarkılar, ülkenin gidişatı
insanların süslü yalanlarından
uzak durmak için kendini denize vermiş
dünyadan elini eteğini çeken bir derviş kederi

kayalara oturup ucuz şarap
kuru yaprağa döktüğü tütün kırıntılarını
derin bir nefes çektikten sonra
cevdet ıslığında ney çalar
dalgalar eşliğinde duman kendinden geçer
gökte martılar semah gösterisi yapardı

ne olduysa birden ney sustu her şey donup kaldı
cevdet kendine iyice sokulup
deniz’ den daha derin bir öfke
ışıldayarak bilincin kıyısından
benliğe inen bir soru işareti

istiap haddini aşan kayaların üstüne devrilen yalnızlığın
yüzün sıvası dökülmüş duvar
dudağında asılı kalan bir vaveyla’ ya fanus vurmuş.
imsak vakti halikarnas mavisi sulara,
saldığın ağda güneş parçaları, gümüşi gün ışığını çekerdin.

tayfun’ un kudretini delen,
girdabın, hortumun gizemini üstünde barındıran
insanın gözüne bakınca ruhundaki günahı çıkarırdın.
savaşçıları önünde diz çöktüren deniz kızına mı rastladın.

her şeyi sonuna kadar savunacak aşkın içeriğini kırmızı üstlendi.
isyana batırılmamış yüreğin niye sarsıldı.
bir kere ters gittimi işler ardı arkası kesilmez, çırpındıkça batarsın.

maden ocakları, meydanlarda ölen işçiler
ülkenin gidişatı’ da umrunda değil
neyin kafasını yaşıyorsun cevdet
konuşsana, susmak acının en beteri
dumana bir dokunsam,
senin için gözyaşı dökecek kedi / martılar perişan

ulan cevdet dengemi bozma benim,
ayağa kalkarsam çok kötü döverim seni.
silindir gibi geçerim üstünden / yerden sıpa kuleyle kazırlar seni.
tüm yaşantında hepten sabır olsan, cevdet hayatın lalettayin.

imsak vakti cevdet takasına binip,
denizin kalbinden yol alıp güneşin doğduğu yere giderken;
martıları, dumanı ve beni
bir intihar mektubu gibi kıyıda bıraktı

damar orhan özgül