0
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
414
Okunma

-Sana hasretim kalmadı, özlemi tanıdıktan sonra-
Ağladım yıllar boyu
Her defasında hasar bırakan hasretime.
Anlamsızlıktan
Ve dahi
Hiçbir şey/den
anlamlar kotarıyordum.
Üzerine ektiğim tenini kopartıp
Dağıtıyordum önüme gelen her şey/e.
Çıkamıyordum hasır serdiğim
İçimin çukurundan…
//
Ah kasisler
Hasretten kasisler
Geçtikçe içimden
İçimdeki boşluğuna iç geçirdiğim
İçimdeki kasisler.
Bir çiçek tohumu düştü
Hasretten betonlaşmış
İklimi bozulmuş
Çiçek bozuğu gönlüme.
Serpil/di çiçek
Hasar bırakan hasret gidende
Öz/den, öz/günce, öz/lüce
Özlem gelince…
Elimden tuttun sevgili,
Sen hiç kimsesin HİÇKİMSEM.
Anlamsızlık çukurundan çekip aldın
çiçek bozuğu yüreğimi
Nice hasarlarımla öz/ledin beni.
Hadi kaçalım…
İçimize mi kaçalım,
içimizden mi kaçalım,
düşünmeksizin.
Sorgusuz, yansız ve yönsüz sev/g/iye.
Tel’in edelim kendimizi
Gidelim
En onulmaz yaralarımızla can ateşimizde
pişmiş kumdan kadehlerimize
tel tel sanrımızın külünü döktüğümüz
ati/iye…