1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
365
Okunma
Eski bir alışkanlık ellerim hüznü sardı
Şiirleri aşk kokan bir şair olmak vardı
İlmik ilmik dokundum kaderin girdabında
Hamdır pişmez şu gönlüm yanmaz vuslat kabında
Ezelden kaderimi Yaradan gamla kardı
Gözlerimi kapadım gelip ruhumdan vurdu
Dikenine katlanıp hikmeti bulmak vardı
Görmek için o nuru şu gönlümün gözünden
Bir umutla uzandım kopan koptu özümden
Kapalıydı perdeler hakikat büyük sırdı
Ateşlerde yanmayı derviş hayırla yordu
Narı da hoş nuru da, nurda durulmak vardı
Şafak sökmez günüme gönül çileden bizar
Tâât düşmez yönüme isyan duâma mezar
Kaderin girdabında keder ağını ördü
Hakikat der kemirir beyni ıttıla kurdu
Cehalet ikliminin şulesi olmak vardı
Putları yıkmak idi sünneti İbrahim’in
Sıdk ile kalbimizi nakş eylesin ol Rahim
Öne atılanların şahadetti tüm derdi
Tâât düşmeyen kalpte yeis umuda kördü
Muzaffer ordularla önde vurulmak vardı
Diken olup sarıldım bir al gülün dalından
Bülbül derki kanımı aldım gülün alından
Tutundum bu al güle sarıldığım dal hardı
Kalp dönünce özüne nefis ağını ördü
Yanıp vuslat babında yarda dirilmek vardı
Bir şey gelmez elimden tüter durur dumanım
Bir duadır dilimde beni korur imanım
Üfleyip de manadan Mevla ruha buyurdu
Seherler hadiminin, öte âlemdir yurdu
Öteler ötesine aşkla sarılmak vardı
*
5.0
100% (10)