1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
215
Okunma

kır’lara koşardık el ele
içimizde yan yana mutluluk
dudakları gibi gülümserdi gelincikler
papatyalar bigudiler olurdu saçlarına
gözlerine bakınca yaklaş derdi
güzel kokardı saçında papatyalar
bir de kucakladığımda bahar gibiydi teni
o kokuları duymuyorum artık neden
ne olmuş bana
ben, ben değilmiyim onu anarken
görmediniz ki
nereden bileceksiniz
severdim ama hemde çok
bazen saklanırdık yaşlı çınar gölgelerine
al al yanaklarımızı göremezdi gökyüzü
kimselere anlatamam
bülbül görse dalında kıskanırdı gül gibi
öyle çok güzeldi yüzü
bakınca gözlerime uçururdu beni
yüreğim koşardı peşinden
yorulmazdık neden
şimdi nerede bu sevgiler
rüyalara mı karıştı gizliden
buluştuğumuz yerde
şarkılar söylerdi bana
arada bir sarılır
kiraz dudaklarıyla bir güzel öperdi
bu gün o tatları hissetmiyorum
neden kayboldu dudaklarımdan
dışarıda ne esti bu kadar
sımsıkı sarılırken
aramıza ayrılık mı girdi bilmem
silinmez bilirdik
kavak yelleri eserken
birer isim vardı kalplerimizde
ağaç gövdesine kazıdığımız gibi
sanki her şey gibi onlarda kaybolmuş
koskoca şehir yok izlerimizde
şu yaşadığımız dünyada
unutulduk mu biz
toplayamaz olduk sevgileri
bu kadar çok mu parçalandı yüreklerimiz
el ele ıslanırdık
öperken dudaklarımızdan akardı yağmurlar
saçları ıslandıkça saklanırdı yüzü
doyulmazdı yağmurlara
rüzgar esse kokusu gelirdi
bu günlerde
damladıkça tenime yağmurlar
acılar veriyor gözlerim kapalı
bu şehirde bir sevdiğim vardı
mavi bulutlar kaybolmadığı zamanlar
menekşe gibiydi gözleri
sıkça söylerdi seni seviyorum derdi
hayat sevince o günler güzeldi
görmüyorum uzun yıllar oldu
şimdi o yok yaşıyor mu bilmem
bazı bazı üşüyorum
yalnızlığıma hasreti çöküyor akşamları
bir zamanlar adıyla gülen gözlerim
kasırga öncesi gibi aynalarda
bilemiyorum bir şeyler olmuş bana
yaşamadık mı biz söyleyin yıllar
ben neden ağlıyorum ...
hilmi arsoy - tekirdağ 22.7.24
5.0
100% (2)