Çoğunluk karıştırır futbolu tango ile .
Tango bireysel oyun, eşlerden biri baskın.
Sekiz adım, teslimiyet terazisidir aşkın .
Kadın teslim olurken kavalyesi erkeğe.
Erkek adım attırır kabul gören ürkeğe.
Ya futbol öyle mi? değil tabi!...

Futbol da aşktır ama ;sıçrama,vuruş,dönüş.
Sprintler,yürüyüşler, ağız dolusu sövüş.
Deki yalan!..Diyemezsin,yürüyüş-mücadele.
Savunma baskısına karşılık müdahale.
Aerobik tabanlı hızlı akan bir spor.
Top yuvarlak,şans lâzım ,elangirli bir skor.

Tangoda; aşk ihtiras,romantizm dost çatlatır.
Melânkolik bulgular tutkuları patlatır.
Dramatik duygular,doğaçlama çok zengin.
Erkek eş bir fırtına, kadın uyumlu-dingin.
A-b-c’sinde aşk var deseler de inanma.
Kadın hep sürüklenir, erkek rolünde zengin.

Futbol Kıran kırana ,takımları toz eder.
Kurulan oyunları hakemler yap-boz eder.
Kaleci kalesine mıhlanır kalır sanma.
Forvet oyuncuları orta sahada müsemma.
Doksan dakika sonra eşitlik varsa eğer.
Bu oyun kaliteli uzatmaya da değer.

Futbolda esas olan kaliteli bir vuruş.
Tangodaysa daha çok yatayına bir duruş.
Futbol barındırırken taç,aut ve frikik.
Tangoda ki figürler histerik fakat atik.
Hareketler karışırsa kanamazsın oyuna.
Futbol ve tango olur çirkin,koyun koyuna .

Şimdi diyeceksiniz niye? Ne gerek buna.
Çünkü ;
Avrupa tango sokmuş, futbol denen oyuna.
Avrupayla oynarken kıvırtanlar gol yemez .
Avrupa mert duruşlu dürüstleri hiç sevmez.
Hristo haçı her an güdük boynunda taşır.
Söz konusu Türk ise her bakımdan uğraşır.


Emine Balı Oğuz.