Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
hicazen
hicazen

MAKBERLERİN KEFENSİZ OĞLU

Yorum

MAKBERLERİN KEFENSİZ OĞLU

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2104

Okunma

MAKBERLERİN KEFENSİZ OĞLU

Atamızdan miras,
Bir ideoloji ardında
Sivri burun,yumurta topuk
Ne Kunduralar eskittik
Eskittiğimiz kunduraların
Hiç hesabını tutmadık
Ülkümüz den menfaat ummadık


Karanlık duvarlar ardında
Filiz’i yaşam,süslü istikbal
Ne yiğitler yitirdik
İsimleri yüreğimizin duvarına astık
Yolumuz Hak yoludur
Davamız gönül davası
Sinmedik, vaz geçmedik
Çoğaldık hiç azalmadık
Ülkümüz den menfaat ummadık

Bir birine karıştı masum şarkılar
Hüzzam çalıyordu bütün koğuşlar
Ölmekten değil , asla
Onursuz yaşamaktan korktuk
Bayrağa Şeref , Vatana
__Anam__ dedik
Anavatanımız kirlenmesin diye
Yargısız ,yargıçlar da
Gençliğimizi bıraktık
Ülkümüz den menfaat ummadık

Kara zindanlara atıldık
Üzerimize kara kapılar kapandı
Sicilimize hiç tanımadığımız
Sevdalar yazıldı ,şaşırdık
Bu kaçıncı entrika, kaçıncı oyun
Hangi hazımsız yosma için sahnelendik
Bizim Tek bir sevdamız vardı
Gök kubbesine Ezanlar yükselen
Yüce VATAN/DI
Başka sevda tanımadık
Ülkümüz den menfaat ummadık

Emir kulu, kara postalların
Altında kaldık
Gülümsedik, darılmadık
Tan yeri ağarmadan
Cennet kokulu Anamızdan
Anlı ak ,başı dik babamızdan
Kar tanesi yarimizden
Helallik alamadan
Dar ağacında sallandık
Ülkümüz den menfaat ummadık

On altı imparatorluğun torunu
Cumhuriyetin çocuğuyduk
İhtilal ayazında sararıp ,solduk
Gidenler gitti çoktan
Kalanlar Metanet gömleğini giyindik
Ölümsüz Acılarımızı yüreğimize gömdük
Sadece şunu söyledik
Bu ihanet çıbanı büyür
Basın üstüne kör edin,dedik
Ülkümüz den menfaat ummadık

İhanet büyüdü dağlar ardında
Bela oldu, şer oldu __Vatanıma__
Bizler üşürken soba başında
Mehmet_im karlı dağlarda
Tipide ,boranda
Düştü ihanetin ardına
Kahpenin kahpeliğine geldik
Gün oldu Şahadet şerbeti içtik
Ülkümüz den menfaat ummadık

Ne gerek vardı ki,ne idi derdin
Tuttun adımıza anarşist dedin
Biz asalayı bitirdik,
Sen pkk yı doğurdun
İşgüzarlıkmıydı bütün marifetin
Boş ver, boş ver sen resim çiz
Bak şimdi gerçek portreni tanıdık
Ülkümüz den menfaat ummadık

Tuvale yansıdı sapık ruhun
Unuttun Türkün tarihini,ihtiyar
Bu millet ki,
Vatanını kanıyla yeşertir,yüceltir
Olur bahtiyar
Sahiplerini asırlardır
Hem dahi zerre tınmadık
Ülkümüzden menfaat ummadık

Biz ne Ebu cehiller gördük
Kalplerinden zulmü söktük
Yücedir menfaatimiz bizim
Anlayamadı kefere
Şehitlik hak iken
Can bedenimizde
Gamdır ,kederdir bizim
Ondandır avuçlarımıza kına yaktık
Ülkümüzden menfaat ummadık

Onurun ve şerefin abidesi
"Bayrağım dalgalanır"ebedi
Vatanımın semalarında
Tüm dünya yeniden şahitlik ediyor
Ulusumun baş kaldırışına
Bu gün varız biz… dünde vardık
Ülkümüz den menfaat ummadık

Sadece çanakkaleden değil
Şemdilliden de geçilmez
Bir can düşer toprağa ki
Bir daha ölüm nedir bilmez
Bir Fatih ,bir Kemal yeniden doğar
Tek bir Türk yaşadıkça
Bin tarih daha yazar
Tarih tarihimize olmuştur tanık
Ülkümüz den menfaat ummadık

Söyle, ey makberlerin kefensiz oğlu
Kim pay edebilmiş ki , etsin yurdunu...
Kemalimin kılıç ı daha kanıyor
Her damlası,
Ne mutlu Türküm, yazıyor
Biz Vatanımızı
Sarhoş balolarda fuhuşla almadık
Ülkümüz den menfaat ummadık


Adnan YILDIZ


Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Makberlerin kefensiz oğlu Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Makberlerin kefensiz oğlu şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MAKBERLERİN KEFENSİZ OĞLU şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
zuhurettim
zuhurettim, @zuhurettim
6.10.2008 00:50:50
Söyle, ey kefensiz makberlerin oğlu
Kim pay edebilmiş ki,etsin yurdunu?
Kemalimin kılıç/ı daha kanıyor
Her damlası,
Ne mutlu Türküm, yazıyor
Ülkümüz den menfaat ummadık

( TÜRK ULUDUR)


bu şiirinizde de yine gerçekleri çok güzel ve anlamlı vurgulamışsınız.
bizler yani Türk ler
şahadet şerbeti içmiş
şehit çocuklarıyız
malesef kılıçımızın kanı kurumuyor asırlardır
birileri gelip kılıcımızın altına duruyor ve biz ne kadar sabredsekte
onlarda o kadar inat ediyorlar kellelerinden kurtulmak için.
eceli gelen köpek cami duvarına işer...misalinde olduğu gibi.
fakat bu işinde tadı kaçtı kılıcımızı kınından yavaş yavaş sıyırma zamanı geldi diye düşünüyorum.
sevgi ve saygılarımla
ümmü - aşcı
ümmü - aşcı, @ummuasci-
5.10.2008 20:43:02
İhanet büyüdü dağlarda
Bela oldu __Vatanıma__
Bizler titrerken soba başında
Mehmet_im karlı dağlarda
Düştü ihanetin ardına
Ülkümüz den menfaat ummadık

TEBRİKLER GÜZEL BİR KONUYA PARMAK BASMIŞSINIZ.KUTLADIM KALEMİNİZİ..
Etkili Yorum
ALMILA KARGÜLÜ
ALMILA KARGÜLÜ, @almila-kargulu2
5.10.2008 17:49:38
AKTÜTÜN!
Bir kere daha ciğerlerimiz yandı. Bir kere daha kahpece bir eylemin sızısı düştü milletimin bağrına. Evet bir kere daha diyoruz çünkü üç ülkenin arasında çok önemli bir stratejik noktada bulunan bu sınır karakolumuza defalarca hain saldırılarda bulunulmuştur. İran-Irak Türkiye arasında bulunan Aktütün Karakolu, hain örgütün yurdumuza uzanacak kahpe kolunu bükecek bir mevkide bulunmakta olduğundan dolayıdır ki Aktütün Karakoluna şimdiye kadar altı kez saldırılmıştır.

-12 Eylül 1992 yılında ilk saldırı yapılacağı zaman, . O zamanın komutanı Emekli Alb. Erdal SARIZEYBEK, durumun ciddiyetini ÖZAL’a bildirdiği halde hiçbir önlem alınmadığını ifade etmektedir. Bu sebeple 13 Eylül 1992 günü saldırılmış ve akabinde 22 şehit verilmiştir.
-İkinci hain saldırı 5 Haziran 2007 de gerçekleştirilmiş ama şehit verilmemiştir.
-Üçüncü saldırı 22 Temmuz 2007 de yeniden gerçekleştirilmiş ve bu saldırıda da bir askerimiz şehit edilmiştir.
-11 Mayıs 2008 yılında gerçekleştirilen beşinci saldırısında da kahpe eller altı vatan evladını şehit etmişlerdir.
- Son olarak 3 Ekim 2008, adres yine aynı; Aktütün Karakolu ve bu kez çok azgın bir saldırının sonucunda 16 askerimiz şehit edildi, Altısı ağır olmak üzere yirmi askerimiz yaralandı. İki askerimizden de haber alınamadığını bildirmektedir beyanatlar..

Şimdi burada şöyle bir durup düşünmek lâzım.Bu saldırıların ortak özelliği hepsinin Kuzay Irak destekli gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu saldırılara Irak’ın kuzeyinde bulunan ağır silahlarla destek verilebilmesi demek, ecdadı Ermenilere dayandırılan Barzani’nin görünüşte dolaylı gibi görünen ama usulde hiçte öyle olmayan net desteği demektir. Bu aleni destek çok önemlidir ve ülkenin varlığı- bütünlüğü söz konusu iken Türkiye’nin Kuzay Irak sınırı için en büyük tehlikedir.

Çok ilginçtir 30-40 sene evvel Türkiye de terör denilince akla ermeni militanlarının haince katlettiği Türkler gelirdi. O zaman da ASALA adı altında yuvalanan teröristler gerek yurt içerisinde gerekse yurt dışında kahpece saldırırlarda bulunuyor ve genç yaşlı, demeden vatandaşlarımızın kanını döküyorlardı. Ve çok ilginçtir ki o Ermeni örgütleri de eylemlerini yaparken Türkiye’nin bu güney sınır bölgesinin hemen kıyısından besleniyordu. Besleyenler de aynı kimselerdi. Bu asla bir tesadüf olarak düşünülemez. Ben bu ikisi arasında fark olmadığından sürdürülen bu terörün kaynağını dar bir çerçevede düşünmemek gerekir.

Bütün bunların ışığında ortaya şöyle bir sonuç çıkmaktadır. Dünün Ermeni etiketli terörünü, bu gün Eli kanlı bu terör örgütünü Türkiye’ye karşı kullanmak üzere besleyen, onlara açıkça hamilik yapanlara kesin ve etkili bir cevap verilemediği sürece daha çok Mehmetçiğimizin kanı dökülür. Çok ocaklar söner. Uluslar arası anlaşmalar çerçevesinde her ülkenin kendi sınırlarını koruma zorunluluğu vardır. Fakat görüldüğü gibi Kuzey Irak sınırlarını koruyamamaktadır. Eğer bu ülke Kuzay Irak şeridinde sınır güvenliğini sağlayamıyorsa bu güvenliği sağlamak en başta Türkiye’ye düşer.. Bundan sonra daha ciddi yaptırımlar düşünülmeli, Türk halkının ve sınırlarının güvenliği bu ülkelerin inisiyatifine bırakılmaması gerekir. Dolayısı ile bu konumda uygulanılan stratejiler de öncelikle ABD ve İngiltere gibi sömürgeci, emperyalist ülkelerin tedbir planlarından bağımsız olmalıdır.

11 eylül saldırılarından sonra gerek merkezi siyasilerin, gerek yerel yönetimlerin takındığı tutum sonucu ABD, on yıllardır sürdürdüğü güvenlik politikasında en radikal reformu gerçekleştirmiştir. Bu saldırı sonrasında millet bilinci yerleşmiştir. Oysa bu kültür bizim mayamızda olmasına rağmen, ülkemizde de neredeyse artık ayda bir gerçekleştirilen bu hain ve namussuz saldırılar için de ülkenin tüm birimleri ve fertleriyle daha belirgin ve kararlı bir tutum sergilemesi kaçınılmazken, daha da artarak süren teröre nispetle kanlı terör örgütünün siyasi yüzü bu ülkenin Büyük Millet Meclisinde bulunabilmektedir. Bu böyle iken ne dağda terör biter ne de ecdadımızın da kemikleri sızlamaktan kurtulur. Hele de bu milletin 13 milyon nüfusu ile Çanakkale’de kurtuluş savaşında neredeyse bir milyon şehit verdiği göz önündeyken durup “Bu nasıl bir iştir?” diye düşünmek gerekirken! Ama bunu yapmak bir yana olup bitenler neredeyse doğal hayatın bir parçası gibi görülmekte ve bu eli kanlı katiller otuz yıldır yurdumuza ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmektedir. Çakal gibi şehirlerimize dahi inmektedirler.

Hele bir de vatan hainleri, 2 Ekim 2008 günü kanlı örgütün yurt dışındaki yayın organlarında “Türk Ordusuna savaş ilan ediyoruz “diyebiliyor ve ertesi günü kanlı eylemlerde bulunuyor gencecik vatan evlatlarını kahpece katlediyorsa Türkiye’nin buna daha fazla sessiz kalması düşünülmemelidir.. Bilinmelidir ki, artık bazı şeylerin zamanı gelmiş de çoktan geçmektedir… Sadece dudaklarda yas tutmakla bu iş bitmez. O kararlılığın yüreklere inmesinin zamanı gelmiş de çoktan geçmekte bile. Bir kere daha yineliyorum bu ülkenin bütünlüğü ve sınırlarının güvenliği başka ülkeleirn insiyatifine bırakılamaz.Yeter artık!

Ben yüce türk milleti adına, inanıyorum ki hainler er geç belasını bulacak dersini alacaktır.
Ne olursa olsun, şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak.. Yürekten inanıyorum. Yeter ki istenilsin ve gerektiği gibi gayret edilsin…

Kargülü ALMILA/ 04 Ekim 2008/Bursa…

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL