0
Yorum
12
Beğeni
4,7
Puan
338
Okunma

Ahvalimi sordular da bir cevap veremedim.
Nereden geldim, neredeyim, nereye? Bilemedim!
Nasıl gidilir bu yol, nereden dönülür, nereye varılır?
Yok mu yol gösteren, kimden sorulur, kime danışılır?
Bir solukta çıktım yokluk aleminden varlık sahasına
Ruy-i zeminde, varlık ispatında, yok olma çabasına
Yol iz bilmeden, biçare dolaşırken düğümüme
Bir tutan oldu nihayet elimden, acıyıp halime.
Kalu beladan kalma sözümü arayıp dururken
Acziyetimden, gafletimden, isyanımdan utanırken
Çıktım yola bir tövbe ile seyri süluk düştü nasibime
Azığım yalnız aşk bu yolda, teslim olurken hedefime
Yıllar geçmiş, arayıp bulamamış, yolda mecnun kalmışım
Ya Baki, Entel Baki derken fani Leyla’ya dalmışım
Korku denizinde kaybolmuşum, ümit yağarken üzerime
Gönlümü tıkamışım, Allah Allah (celle celalühu) diye çarpan kalbime
Şimdi biliyorum, nasıl kayboldum, nerde kaldım, neredeyim
Sıfır ile bir arasına hapsolmuş bir virgül gibi şüphedeyim.
Dalsam tefekkür deryasına, kapansam hamd kafesine
Elif’te dirilsem, virgül gibi eğilsem, teslim olsam secdesine
Varlıktan ne kadar uzaklaşsam, erişemedim sonsuza,
İki arada kalmasam, uysam Alemlere Rahmet kılavuza.
Dönsem yüzümü yokluğa, bir Var’ın bin yokun ötesine.
Terk etsem bendeki tağutları, Hiç kalsam son nefesime…
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)