0
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
272
Okunma
Servise binmek için insanlar yarışıyor
Sokaklar tıklım tıklım caddeler insan seli
Ağız ense kuyruklar nefesler karışıyor
Sokuldum son vagona itildim bir köşeye
Neyse ki bir kenarda yapıştım bir koltuğa
Sanki koca bir şehir doluşmuş bir şişeye
Metro’nun son vagonu bir anda çiçeklendi
Mıknatıs gibi çekti göslerimi iki göz
Sanki fosfordan bir el elime kilitlendi
Omuzuma dayandı insanımsı bir peri
Öyle ürkek sıkılgan nefesi titriyordu
Ve aklımda arbede ruh halim mahşer yeri
Zavallı yüreğimde tatlı narin bir sızı
İğnelendi vücudum uyuştu iliklerim
Ve midemde kasılma krampın en arsızı
Tükendi tüm mecalim birden kısıldı sesim
Pembeleşen simaya emanet gitti canım
Boğazımda bir gıcık tikenlendi nefesim
Hiç bir ressam çizemez böyle güzel bir yüzü
Tuvale indirmekten fırçalar aciz kalır
Tam böyle düşünürken araç döndü son düzü
Bu kısacık yolculuk doldurdu miadını
Kalbimi benden alıp indi ara durakta
Ne kadar istesemde soramadım adını
Elimde ne bir adres ne ufacık bir isim
Her gün aynı saatte ve hep aynı vagonda
Aynı yolda koşturan bir sağır ve dilsizim
Rastlarım umuduyla yirmi yıl ömrüm heder
Onulmaz bir tutkunun devasız derdindeyim
Hangi izan feraset halimi izah eder
5.0
100% (6)