0
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
423
Okunma
Bir kırık türkü sesinden arda kalanlar
Bir yarım hava
Deliren bir bozlak
Bozkırın ortasında hıçkıra hıçkıra…
Ne demeli şimdi bir tohumun toprakta çırpınışına
Göğe mi dokunmalı
En kuytusuna mı teninin
Senden gelen hülyaları nasıl akıtmalı damarından
Yitip giden ağlamaların ardından
Ne demeli şimdi sabahların karanlığına
Baharın yokluğuna mı yanmalı
Nesepsiz çocukların
Korkunç yalnızlığına mı?
Gözlerinde örselenmiş uykuların izleri
Bakışında matem
Duruşunda buğday benizli çaresizlik
Saçların yangın yeri
İsyan ateşi namludaki nefesin
Ne demeli şimdi duyduklarıma
İnanmalı mı iman eder gibi sorgusuzca
Günaha bir lahza kala uyanmışlığım var
Bitmesin dediğim rüyaların aldanmışlığında
Ah benim kanımdaki bu anason kokusu
Duvarlara sinmiş aks-i sedan
Çığlık çığlığa gölgeler ve suretler
Karanlığın ardında
Burada
Tam orta yerinde Araf’ın
Kadehler dolusu şarap tortusu
Ah benim bin yıllık mahzenim
Ah gizlim
Saklım
Kendimden sakladığım
Kendime saklandığım…
Ne demeli Cennet’ten kovulduğuma
Sesine uçuşan pervaneler zamanı şimdi
Ne demeli bu yokluğuna
Göğe mi dokunmalı
Ucuna mı yeşeren sessizliğin
Ah benim kanımdaki bu amonyak kokusu
Gel de bitsin
Ölümcül sevmelerim…
Bir yarım türkü sesinden arda kalanlar
Bir kırık hava
Bam teli yalnızlığımın
Teninde sabahladığım uykuların yorgunluğunda…
5.0
100% (6)