1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2272
Okunma

YARATILMIŞLARIN EN YÜCESİ ANNEM
Uğruna cennetlerin ayağına sunulduğu anam
Yine giymissin pardüseni
Gidiyormusun yoksa anam
Sütünle can
Kanınla kan verdiğin oğluna
Tahta beşikte sallayıp belediğn yavruna
Üzerime titreyen acılarıma yar olan anam
Kalbindeki temizlikle
İnsanları sevmesini öğrettin oğluna
Sevgiye doyamadan
Ellerinden öpemeden
Herkesten herşeyden kıskanamadan
Değil uykuların ölümün dahi tatlı olduğu
Şevkat dolu kucağında
Beni uyutmadan beni öldürmedenmi gidiyorsun anam
Bir sokak çocuğu edasında bırakıpta gitme be anam
Sana tunadan çaldağından,çamlıbelden
Çiçek toplayacaktım
Çiçeklerden solmadan gitme be anam
Oysa ben senin gelişinle
Savaşmaya daha bir bilendim
Soysuzluklara.kahbeliklere
Kinimi,öfkemi ve nefretimi çıkarmıştım sırtımdan
Hep gidenleri andıran
Sağnak sağnak yağan
Nisan yağmurunun altında yıkanmıştım
Tertemizdim ve sana gelmiştim anne
İSTANBUL..
İstanbul bir çok şeyimi aldı anne
Sevgimi umudumu yarınlarımı
Sokaklarında akan
Pislik dolu sularıyla
Ellerimde hayallerimde kirlendi anne
Ellerime sıcaklığını unutturdu
Kinim ve öfkem
Soysuzlara vurupta gidenlere
Hatta ölümlere bile
Bana yaşattıklarının bin katını yaşatacaktım
Ve...
Sıcaklığı unutturulmuş ellerime
Kinimi,öfkemi ve silahımı alarak
Soğuk gecelerde ayazlar içinde
Ölüm içinde ölümü kovaladım anne
Bana yaptıklarının
Sevdiklerime..
Ellerimle toprağa gömdüğüm sevdalarımın hesabını soracaktım
Kızıl kızıl terletecektim onu
Aldığı yarınlarım
Ve benim olmayan günahlar adına
Soysuzca ödediğim veballer adına
ÖLÜME kurşun sıkacaktım anne
Ölüme ölümün ne demek olduğuna
Yaşarken bir ölüye nasıl döönüldüğünü
Elerinden umudun ve sevginin nasıl alındığını
Her aşkın topraga nasıl gömüldüğünü
Ellerini tutamadan nefesini duyamadan
Dualar dahi okuyamadan
Toprağa nasıl bir can bırakılır onu gosterecektim anne
Tüm yenilmişliklere rağmen
Ona yenilmyecektim
Bırakıpta gidenlere
Soysuzca veballerini üslendiklerime
SANA....
Binbir gecesinde
Ölümler içinde yollra düştüğüm istanbul
Kahbe İSTANBUL sana da yenilmeyecektim
Bu sözlerin yanında sen vardın anne
Yüreğimi bir dağ kadar engin ulaşılmaz kılan
Ellerimi..
Kahbeliklerin üzerine balyoz misali bir yumruk yapan
gözlerii..
Celladın elindeki satır misali keskınleştiren sen
Arkamdaki bin orduya bedel sevgin vardı anne
Giyme cıkar pardüseni
Söz sana bırakacagım silahımı ve öfkemi
Evden her çıkışımda
Dönmeyecek zannederek
Dönsün diye dualar ettirmeyeceğim
Dizlerinde,dizlerinin dibinde
Gelinlik bir kız edasında oturacagım söz sana
Yeterki...
Yeterki bırakma ellerimi
ELLERİM..
Ellerinin sıcaklığına hasret anne
Sevdiklerini karşılayanlara inat
Sevdiklerimi yolcu ettirme otogarlardan
Oysa ben o otogarlardan
SANA....
Elinde kınası başında duvağı
Senin yavrum deyip bağrına basacağın
Olmayan kızın yerine koyacağın
Ziyamın,sadomun bacısı
Akifimin ablası olacak birini getirecektim
Kıskanırsın diye sevgimi gostermeyecektim
Yanındayken sevginle sevgisini bir tutmayacaktım
Senin ağlamana inat
Yavrum değip bağrına bastığında gelinini
Mutluluğuna ben ağlayacaktım anne
Ama anne..
Sana burada böyle birini bulamadım
Ellerini öpecek sevgime layık olanı yoktu be anne
İstanbulda kendisi gibi
Ellerine kına yakacak başına duvağını takacağım
Birini bırakmamıştı
Kirliydi kirlenmişti
Sevdayı sevdaca yaşayanı yoktu be anne
MADEMKİ SEN YOKSUN ANNE
Gayrı durmam bende gidiyorum
Sanada gelecek yüzüm yok anne
Geldiğimde ellerini öpecek yüzüm yok
Kan bulaştırdığım ellerimi sana veremem anne
Kana bürünmüş gözlerimle sana bakam
Her bir gününde katil olmuş
Katilleştirilmiş bir oğlun
Sernin yanında şevkat dolu kucağında yeri yok be anne
Oysa sen bana
Soysuzluklarda soyluluğu
Yapılan tüm kötülüklere sevgiyle
Yar gözüne mecnun misali bakayı öğrettin
Zalim karşısında bir taş
Yar karşısında sevda dolu bir kalp olmayı
Acı gününde sığınacağı bir dal olmayı
Unutup gitsede unutmamayı
Beddua yerine dizlerinin üstünde dua etmesini öğrettin
Adilik yapmayı değil
Kullanıp atılacak bir meddil gibi degil
Yar i yar misali
Getirilen bir çehiz misali sevmesini öğrettin
Bir anne olsan da delikanlılığı öğrettin
Ama anne
Bende adileştim
Yar yanında yalakalığı rol verdiler iki perdelik kısa ömrümde
Perdeside kapanıyor ömür denen sinemanın
Gözlerime pus iniyor
Ellerim ellerim tirtriyor anne
İşte ben ölüme yeniliyorum anne
Şunu bilki oğlun kahbelik nedir bilmedi
Sevdayı sevdaca yaşadı be anne
Kimseyi kirletip atmadı
Köşe başlarında ağlatmadı
Umudu yıkmadı umudunu yıktırmadı
Bedelsiz nefsi için cana kıymadı
Sevda celladı olmadı
KAn dökmedi
Zalimlere,ölümlere karşı kuşanmışken silahımı
Sevdama...
Umutlarıma...
Yarınlarıma sıkıyorum o kurşunları anne
Sevdamla Aşkımla sana susamışlığımla
Elimden bırakmadığım silahımla
Bir top kefen ve
Ve senin bitmek tükenmek bilmeyen sevdanla
Sana geliyorum anne
Aç o kefeni
Ve bağrına bas beni ANNE
BAĞRINA BASILMAYA GEÇ KALMIŞ OLSAMDA
ÖP ALNIMDAN ..
ÖP BE ANNEEEEE....
SAHİPSİZ MISRALAR