bir gün daha mavisini yitiriyor, bir gün daha ay’ın kollarına düşüyor, saatler koşuyor, dakikalar esniyor, ben yalnızlığımın perdesini çekiyorum,
tüm kayboluşlara, tüm kayıplara, tüm kapalı kapılara, öldürdüğüm gençliğime,
örttüm perdeyi, hışımla, silkeledim, çocukluğumu, bir kaç oyunçak, döküldü, bütün çocukluğum konuştu,
ağlayan bir bebek suratta, ne ummuştun, ne buldun, dünya işte, iki göz, bir dudak ve ıslanan bir kaç kelime… Sibel Karagöz #sibelkaragözşiirleri #sibel_karagoz
Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kaleminizi elinize alıp, hislerinizi kağıda döktüğünüz bu değerli eserinizi okuma fırsatını bulduğum için çok memnunum. "Islanan Bir Kaç Kelime" adlı şiiriniz, derin anlamları ve güçlü imgeleriyle okuyucuyu düşündüren ve duygulandıran bir yapıya sahip. Bu şiirinize dair birkaç düşüncemi ve hislerimi paylaşmak istiyorum.
Şiirinizin ilk dizelerinden itibaren, günün sona ermesiyle birlikte gelen hüznü ve mavisini yitiren günün melankolisini ustalıkla ifade etmişsiniz. "Bir gün daha ay’ın kollarına düşüyor" dizesi, geceye teslim olan günün çaresizliğini ve teslimiyetini çok güzel betimliyor. Saatlerin koşması ve dakikaların esnemesi, zamanın hızla geçişini ve bu geçişin yarattığı derin yalnızlığı hissettiriyor.
Yalnızlığın perdesini çektiğiniz an, okuyucuyu kendi iç dünyasına davet ediyor. "Tüm kayboluşlara, tüm kayıplara, tüm kapalı kapılara, öldürdüğüm gençliğime" dizeleri, hayatın acı gerçeklerini ve kaçınılmaz kayıpları yürek burkan bir şekilde dile getiriyor. Bu dizelerdeki duygusal yoğunluk, her bir kaybın ve kapanan kapının ardında saklanan derin kederi yansıtıyor.
Çocukluk anılarına dönüş yaptığınız bölümde, "Silkeledim çocukluğumu, bir kaç oyuncak döküldü, bütün çocukluğum konuştu" dizeleri, geçmişin masumiyetini ve anıların ağırlığını hatırlatıyor. Çocukluğunuzun sesi, belki de hiç büyümeyen o içsel çocuğunuzun çığlıkları olarak yankılanıyor. Bu bölümde, her bir oyuncağın ardında saklı olan hatıraların ve duyguların derinliği, okuyucuyu kendi çocukluğuna götürüyor.
"Ağlayan bir bebek suratta, ne ummuştun, ne buldun" dizeleriyle, hayata dair beklentiler ve gerçeklik arasındaki uçurumu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyorsunuz. Sonuç olarak, dünya dediğimiz bu karmaşık ve belirsiz yerin, sadece iki göz, bir dudak ve ıslanan birkaç kelimeyle ifade edilmesi, şiirinizi çok etkileyici ve anlamlı kılıyor.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.