2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
888
Okunma
akşam vakti gözünde karanlıklar
sahilin en kenarında şekilsiz bi kayanın üstünde
şekillenen arzu dolu düşler içinde ara ara kırpılan dalgın gözler.
kara gözünde, en kara renginde, gecenin dibinden yükselen
inim inim cazırdayan gitar solosu kulaklarında,
ardından “vay vay vay “ ları sanatçının
diyaframı açık kalmış bir makinenin merceğinde
parıldayan balıkçı fenerinin izi
sevgilinin çırılçıplak bedenini çizer deryaya, yakamoz olur dokunuşu,
kaybolurum sessiz.
vebali ağır boynundan tutunan ellerin
kendine kendine çeken baldır bacak bakışları.
kentin tüm damlarının dolaşır gözlerin
o kent değil bu kent değil bu kentte değil.
şu ülke ve bu kent ve bu toprak kızılı dam.
kucak kucağa düşer gözü dönmüş sevdam
ter içinde büyür şehvetli gözlerin.
arzulama denilen hayvani dürtüyü,
ıslak bedenlere serpilen tuzlu tadını anlatır karanlığa sevgili.
deryayı sevişilecek bir örtüye dönüştürebilen
inatçı
kıskanç
çarpıcı
kadınım
istediğini, istendiğini
anlatan derin bakışlarını
nefes nefese
tuz içinde
aşk üstünde son bulan
düş denecek
gerçekliği kendine tamam dedirten
çığlık kadar uzun ve ürpertici
en sevilen türkünün nağmeleri gibi dökülürsün
üzerime
sere serpe olur soluklar
ve son bulur yaradılışın ikinci adımı.
LaMaZa