Ağır Ağır Çıkış

Bir zamanlar, eski bir şehirde, taş merdivenler vardı. Bu merdivenler, yılların yorgunluğunu taşıyan kırık dökük basamaklardan oluşuyordu. Her adımın altında gizli bir hikaye saklıydı. Kimi zaman umut, kimi zaman hüzün, kimi zaman aşk...

Bir genç kız, bu merdivenleri tırmanmaya başladı. İlk basamakta umut vardı. Gözleri parlıyordu, hayalleri yükseliyordu. İkinci basamakta sevdiğinin sıcaklığını hissetti. O güzel gülüşü, kalbinin ritmini hızlandırıyordu.

Üçüncü basamakta hüsran vardı. Bir kayıp, bir hayal kırıklığı... Dördüncü basamakta pişmanlık. Geçmişte yapılan hataların yükü omuzlarında. Beşinci basamakta ise belki bir veda, belki de yeni bir başlangıç. Bir kapı kapanıyor, bir diğeri açılıyordu.

Altıncı basamakta yorgunluk vardı. Ayakları ağırdı, ama yine de ilerliyordu. Yedinci basamakta hüzün. Belki de kaybedilenlerin acısı, unutulmuş anıların nostaljisi... Sekizinci basamakta kırık dökük anılar, unutulmuş yüzler. Geçmişin yaraları, hatırlanmayan insanlar.

Dokuzuncu basamakta belki bir dost, onuncuda bir yabancı. Yeni insanlar, yeni ilişkiler... Onbirinci basamakta ise kendisi vardı. Yorgun ama aydınlık bakışlarıyla geleceğe doğru adım atıyordu.

Ve böylece genç kız, ağır ağır çıkıyordu bu basamaklardan. Her adımında bir öykü, bir deneyim taşıyarak. Taş merdivenler, hayatın ta kendisiydi.