1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
157
Okunma
FINDIK
Fındık zamanı gelir, sıkıntı basar beni,
Sanki bitmez işkence, stres sarar bedeni.
Nasıl zoruma gider, hayatımdan bezerim,
Ata baba toprağı, mecbur köye giderim.
Zahmeti öyle çoktur, sürekli bakacaksın,
Diplerine toz vurup, gübrede atacaksın.
Ocaklar eşkin dolar, sabırla keseceksin,
Fındıklığa girmeden, otunu biçeceksin.
Toplamaya başlarsın, çise başlar bir yandan,
Bazen bir güneş alır, kavrulursun sıcaktan.
Çekersin dallarını, böcek yağar üstüne,
Sağın solun çizilir, çer çöp dolar gözüne.
O örümcek ağları, yapışır suratına,
Kulağakaçan düşer, omuzuna, sırtına.
Bazen bir koku gelir, kokan yeşil böcekten,
Yapılacak iş değil, her şey zulüm gerçekten.
Fındıklık yamaçlarda, durmak zordur ayakta,
Dalları çekemezsin, hem kalın hem de sıkta.
Öyle sövesim gelir, isyanlarım hiç bitmez,
Ne zor iştir aslında, toplamayan bilemez.
Basa basa doldurup, sırtına vuracaksın,
Ağırlaşan çuvalı, yola çıkaracaksın.
Yamaçlarda bazen de, kayıpta düşeceksin,
Ulaşınca harmana, derin oh çekeceksin.
Zulufuyla çuvalda, iki gün bekleyecek,
Çıkması kolaylaşır, birazda gevreyecek.
Kurutmak için sonra, serersin harmanlara,
Güneş vursun istersin, gün boyu hep onlara.
Yağmur yağmasın diye, çok dualar edersin,
Tek damla düştüğünde, hemen örtmek istersin.
Beş on gün güneş görse, artık kuru sayılır,
Çıkmayan tüm fındıklar, patos ile ayrılır.
Evet, yemesi güzel, lezzetli ve şifalı,
Her gün bir avuç yersen, kalp için çok faydalı.
Fındık bekleyen dostlar, fındıklık olsun sizin,
Hadi, gelin toplayın, benden sizlere izin.
Hami TURAN
15.08.2023 ANKARA