Adım ve Mekanik
Yeterince geç kalmıştım
Ya da yetişemedim Zamanı, an’ı Adımlamaya Geçit geçit oldu içim Biraz saçma belki, biraz karma Biraz da dinamiktendi Kapağı, zembereği, kesiti Çok şükür arada dolanıp Gezinip, göçüp, gördük de Meydanları, küleleri Ama ne yapalım Alamadım daha fazla kulp Yeterince dişli, çekerli Aşındırabilecek onca rayları Sayabilecek, çizgileri, plakaları Değişik değişik lambaları Köprüleri, nehirleri, gölleri Oysa bendim kaptanı Şoför, makinist, biletçi Şehir devir devir İşliyordu, işlemişti Asfaltı, zeminleri, yolları Vakti zamanında Yaya adımlardım, Ben o çıkmaz yarı toprak sokağımı, Eski müstakil damlarla dolu mahallede İlk, orta cağ yollarıma, bazen patikalar Yokuşlar, merdivenlerle inip, çıkarak Kimi düz sokaklardan dönerek giderdim Bazen çift teker bir bisiklet sürerdim Sonra körüklü otobüslerim oldu Bir tepede, çiçeklerle dolu bahçeye varırdı Biraz daha büyüdükçe Süresi, durakları, uzadı seferlerin Çeşitlendi , vitesi, durağı arttı Önce bir ovanın kampüsünden geçtim Sonra gene bir tepede Üç yıl , kuş uçmaz kervan geçmez Yeni yerleşkede Tünemiştik öylece anfilerde Gel zaman git zaman, Nereye varacaktıysa Metrodan, inince Karşı yakaya geçebildiğim Simitle çayla martılara denize Seyir edilebilen Gelişlerim gidişlerim Bir de arada dolmuşlara Zamanla da tramvaya ayak bastık Sonraları da yapabildiğim Kendi diyarında Biraz daha tüketmekten Tükenmekten Öteye geçemedi peronlar Ömrün zemin geçitlerinde Bir süredir de çok şükür Dört teker üstündeyim, Semtten semte göçe edip Çevre yollarından, Uçup süzülüyorum Çatılardan bacalara Bir de teneffüs yapıyorum Arada dinleniyorum Yazabilmek için, Çarkı da Değiştiremem ya Ya da inandırmak için Öylece bekleyecek değilim Yelkovanı akrebi Vaktim nereye kadar Bilemem ki Olacağına varıyorken herşey Nasip ettiği her an’a, şükürle |