4
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
465
Okunma

BEN UNUTMADIM
SAÇLARININ SİYAHINI
GÖZLERİNİN MENEVİŞİNİ
BEN UNUTMADIM
Gözlerin masal söylüyormuş
Meğer bilememişim
Masalların da can yakan ulaşılamayan
Düşler olduğunu
Ya şimdi ?
Bu denli kısa mı sürecekti boyun eğişim gidişine
Yine böyle çaresiz mi kabullenecektim
Ayrılığı
Belli değildi bu simsiyah veda
Veda mektupları yazamadan ayrılışın
Hani o siyah gözlerin uzaklaşamazdı ?
Benden
Hani bir daha ayrılık yoktu
O uzak akşam ayrılığımızın acısı yetmişti
Hala hatırlayınca ağladığım
On aylıktın henüz o ayrılıkta
Tüm dünya omuzlarımdaydı
Sığamamıştım ne yere ne göklere
Dillense Frankfurt’un sokakları
Ve anlatsa ; gözyaşlarımı, acıyla sürüklenen
Ayaklarımın derdiyle nasıl ezildiğini
Ya şimdi
Bu denli yakacak mıydı kalbimi
Her türlü, her renk ayrılıklar
Nerede kaldı bilmem daha dün gibiydi
Pembe yıllarımız !
Gel, diyorum artık gel !
Dayanmıyor kalbim, gözlerim isyanda
Parlak güneşlerin doğduğu yerden
Doğ artık kara bahtıma
Kurtar beni tuz - biber ezgilerden
Bir akşam mavi kelebekler gibi gel
Uzak güneşlerin battığı yerden
Yine seninle gezintiler yapacağız
O parkları, bahçeleri
Kuşların şarkılarını dinleyeceğiz
Rüzgarlara karşı dansedeceğiz
Şimdi yansa da buralar ateşlerden
Üşüyorum...neden bu içimi üşüten akşamlar
Senin üşüdüğünü duyuyorum iliklerime dek
Gel de sıcak akşamlara bürünsün
Masalsı düşlerimiz
İşte yine bir Müslüm Gürses
Şarkısında efkarlanıyor gözlerim
Zaten bahane arıyor ağlamak için
Aynaya baktım gözlerim kan çanağı
Ve bir çizgi gördüm altında
Gel de bak annenin çizgi düşen gözlerine
Ellerinin serinliğini sür gözlerime, bitsin ıstırabım !
Şimdi bitireceğim sana yazdığım bu mektubumu
Göremiyorum gözlerimi perdeleyen yaşlardan
Satırları
Diğer mektubumun
Müjdeli haberleri olur mu dersin
Ne dersin ?
Günay Koçak
18. 04. 2024
5.0
100% (18)