3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
319
Okunma

Günler haftalar aylar ve yıllar
acısıyla tatlısıyla su gibi akarken
unutuyorum yaşanıp biten
serin baharı sıcak yazı
Son baharla düşüyor içime sızı
Öyle bir sızı ki yanık acısından ileri
Yüreğimi yakıp kavuruyor
uyanıyor yaz tatilinde ki hüzünlerim
Kış gelirken keyif çatıyor dertlerim
Hatırlatıyor yokluğun çaresizliğin kimsesizliliğin kıskacında ezildiğimiz kışların çetin geçtiği insafsız günleri
Yine kış geldi baba
soğuktan morarmış ellerin nefesinden çıkan buğlu duman
Gözümün önüne geldi bi an
Sıcak evimden çıktım ayaz dı gece
Sokaklar boş ızsız ve kimsesiz
Sana rastlamak mümkün değilken
Hayal sokağımda seni aradım
Bulamadım bulamadım baba
Soğuktan ellerim morardı buğlu duman çıkıyordu
alıp verdiğim nefesten ama bir farkımız vardı
Benim omuzunda asılı davulum
Sağ elimde tokmak sol elimde melçik yoktu yanımda çıplak ayaklarıyla gecenin karanlığın da yoluma fener tutan bir evladımın üşüyecek kaygısı da yoktu
sırtımda kalın soğuk geçirmez çeketim ayaklarımda içi yünlü botlar yürüdükçe hart hurt sesleriyle meydan okuyordu
yerde ki donuk karlara
üşüdüm üşüdüm ama sızlamadı tırnaklarım
Şimdi seni daha iyi anlıyorum baba
Bende zıvanadan çıkmış bir hayatı yaşıyorum aslında tıpkı senin gibi
Içimde ki yalnızlığın adını koyup
Alamadım şu dünyanın tadını
İçin için gözyaşları dökerim
Anlıma yazılmış yazıya boyun bükerim
Her nefeste içime yalnızlığı çekerken
Yorgun düştüm yolun sonunda
Anlamı yok artık bugünün de dünün de yarının da
Şu gurbet ellerin soğuk toprağı
Sanırsın sırtımda medetsiz dağı
Dert keder taşıyarak yaşadım yılları
yaklaştım yolun sonuna
Karşı gelmeden hakkın yazdığı kanuna
Ömür dediğin uzun ince bir yoldur
Mecbur gidiyorum düşe kalka
Almanya
Ali Şahin (Azizoğlu)
5.0
100% (5)