0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
650
Okunma

-Dijle’nin yitik ve kayıp çocuklarına-
Ey Dijle’nin esmer çocuğu,
Özgürlüğün destan yazdığı dağlardan,
Akıp akıp giden garip çocuk.
Yüzünde bir sevda hüznü, hüzünde bahar neşesi,
Bir mutluluk rüzgârı eserdi yaylalardan
Şivan hazin kavalından yürekler alır götürürdü gurbete
Dayanılmaz olur hicret buralardan.
Hayatın kendisiydi gülüşlerin,
Akıp giderken binlerce dereden...
Oy Dijle’nin masum çocuğu
Bir deli fırtınaya tutuldu ocağın,
Sonra ateş oldu, köz oldu yüreğin,
Yüreğin kan ağladı.
Ve namus yükü alıp götürdü seni uzaklara
Sen giderken, ihanet kırmızısı akıyordu Dijle
Sonra seni beslemişliğine ağladı usul usul
Giderken gözyaşlarını hatıra bıraktın köyüne.
Oy Dijle’nin yalınayak kederli çocuğu,
Bir göç mevsiminde bıraktın sevdanı,
Oysa kentler bile yalancıydı yüzüne,
Ve savurdu seni serseri kaldırımlar.
Mektebin tebeşir tozlu sıralarında
Ellerin kalem tutmadan neler tutmadı ki.
Sırtında ağır boya sandığı,
Umuda açılır yolların kaldırım kenarlarında.
Yıkık dökük ev, yıkılmış onca umutlar
Ne yağmur eksilirdi içerden ne de güneş
Karanlık kâbus, sabahlar yorgunluk kokardı.
Oy Dijle’nin çilekeş çocuğu
Tozpembe hayatın tozlu yollarında kaldın
Bir gün olsun gülmedi yorgun yüzün
Oy Dijle’nin çocuğu,
Hani umutların hani özlemlerin,
Bir öfkeye mi satıldı çocukluğun?
Yoksa kumar masasında mı kaybettin gülüşlerini.
Hani kurşun yarmaz bu yüreği diyordun ya
Hani acılar seni doğurmuştu ya
Dijle kokan bir hasret mektubu bile ağlatır oldu seni.
Oy sevdalı çocuk!
Uçurtmalarını rüzgâr kaptı.
Hep devasa uçurumlarda kokladın gülü,
Hep kurak sahralarda umuda yöneldi serapların.
Ve sen yüreği dinamit çocuk!
Ağlama sil gözyaşlarını,
Yüreğine desen olan kurşunları sun Nur’a
İnan, umudun bir gün yeşereceğine
Öyle bir güne inan ki,
Yaşamak dahası insanca yaşamak
Senin de hakkın olsun.
Ağlama çünkü sen bin yıllık gözyaşlarımızla
Suladığımız Dijle’nin çocuğusun.