0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1241
Okunma
Gün, cemalin zerresi, gece, kaşında rastık
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Gökte uçan bulutlar, başın altında yastık
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Nehirler sana hayran, süzülürler sen gibi
Yanardağlarda lavlar, alevlenen ben gibi
Yayla kırlarda cümbüş, bakışırken an gibi
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Güneş sönmeyen alev bakışlarında şule
Yanaklarındaki al esin olmuştur güle
Ay yanında biçare, kıyas götürmez bile
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Sonbahar kara kışı, sensiz hüznüm andırır
Tatlı sözlerin bahar, dertlerimi dindirir
Gamzelerin yaz’ımdır, yüreğimi yandırır
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Altın gümüş pırlanta, etmez tırnak uçların
Yığınlarca dökseler, değişmem pabuçların
Kuzey kutbunda ışık, savurduğun saçların
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Everest dağ zirvesi, sen kadar yüce değil
Başı duman borandır, sen gibi ece değil
Senden gayri hiçbir şey, dilimde hece değil
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Ekvator dedikleri, yaz kış közlenmiş tandır
Devasa piramitler, firavunun yorgandır
İstanbul gizli, gizli, senden roller çalandır
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Konak, köşkü, sarayı, yalı, kasrı neyleyim
Geçip karşıma otur, dünyamı seyreyleyim
Dahasını sorarsan, bakıp, bakıp söyleyim
Gel muamma dünyamı bile çözelim güzel
Yahya Koza
5.0
100% (1)