0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
268
Okunma
İlahi Beste
Yağan yağmurda bir şarkı,
Rahmet ve bereketle...
Tane tane sevgiyle inmekte toprak anaya,
Sevdayla bağrına basıyor.
Hasretiyle yanan yeryüzü,
Kana kana içmekte hararetle;
Ve ahenk içinde gelmekte hizaya kâinat —
Ne bir isyan, ne de inkâr...
Dinlemekte ilahiyetten gelen sesi,
O anı yaşamak istemekte her nefs-i.
Kar taneleri beste ile uyum içinde,
Süslemekte yeryüzünü.
Aşılmaz denen dağlar ise
Büyüklüğüne boyun eğmekte.
Üzerindeki canlılar,
Verilene şükür içinde...
Dereler çağlamakta, deryaya doğru coşmakta;
Gürül gürül bereket,
İçinden binbir çeşit nimet,
Ve akmakta Rahmân’a...
Ve dinlenmekte İlahi Beste —
Sanki hep bir ağızdan:
> “Allah Bir! Bir Allah!”
Bu nasıl beste, nasıl bir şarkı,
Anlamı özünde saklı...
Dalgalar mırıldanıyor bir sır,
Yakamozlar ahenkle dans ediyor,
Martılar nakarata uymakta.
Ay ise gökyüzünde tebessümde,
Kâinat Hak’kı Hak bilmekte.
Âlem sanki haykırıyor:
> “Duyun ey duymayanlar!
Allah Bir, Bir Allah!”
Bu nasıl güfte, bu nasıl beste...
Sesler sanki merkezden gelmekte,
Eşi benzeri olmayan bir makamda.
Güneş ise tecelliyetiyle ısıtmakta;
Ne eksik, ne fazla —
Ne bir isyan, ne bir asilik...
Hep aynı, verilen emre itaat;
Ekseninde özgürlük istemez,
Ve şükür ile dönmekte.
Sahibini Allah bilmekte.
Bozulduysa dünyanın düzeni,
Bilmekteyiz Allah’tan...
Oysa yerli yerinde olan düzen,
İnsanın inkârına isyanda.
Verilmezse çeki düzen her hâlimize,
Gelecek iş işten;
Ne hayat kalacak, ne de düzen...
Cennet olan kâinat
Çevrilecek cehenneme.
Tek çare, tek ilaç:
> Sevmek, sevmek, sevmek — Hak’kı...
Bilmek, bilmek, bilmek...
5.0
100% (3)