0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
238
Okunma
dökülmüştü gözlerimden sel gibi yaşlar
her yeri kaplamıştı feryat ile haykırışlar
derin iç çekmeler çaresizce hıçkırıklar
bir veda bile etmeden gidişini duyunca
mahsum bir sevgi vermiştim sana
bir çocuğun annesine olan ihtiyacı gibi
muhtaçtım ben sana muhtaçtım kokuna
bir veda etmeden kimsesiz bırakıp gittin
hayatın bütün renkleri soldu sen gidince
penceremdeki gülün kokusunu almıyorum artık
kaçtı ağzımın tadı tuzlumu tatlımı çözemiyorum
bir veda etmeden gittin geride bir ceset bıraktın
ey zalim sen gittin ya ben öyle kala kaldım
dondu gidişinle zaman canımdan can gidiyor
mıh gibi çakılmışsın aklıma çıkaramıyorum bir an
bir veda bile etmeden gittin ardında bir enkaz bıraktın