Okulun çamurlu yollarında tanıdım
Aşkın ilk heyecanını sevdanın deli sabrını
Bakışlarım serseri, bakışlarım anlamsız
Yatılı okulun hasretle geçen günlerinde
Tarlaya serpilen tohum gibi
Yüreğimi serptim sevdanın yoluna.

Yağmurlar yağıyordu
Ve sevmeyi öneriyordu ıslak kalbime
Gençleşiyordum mevsimlere inat
Güller baharlarla, ben seninle mutlu

Ne acı bir gerçek
O tutulup ayrılan ellerin sıcaklığı
Bir zemheriye vurur ayrılık
Garip hanlara, garip dağlara olur yolculuk
Teselli vermiyordu artık
Resimlerin yapmacık gülüşleri
Hatıra defterlerin bitmeyen yalanları

Islak mendiller, ıslak gözler, buğulu aynalar
Maziden kalma acı hüzün
Hasret rüzgârları alırken gönlümü
Özlem yağmurlarıyla geldim
Gerçek aşkı Mezopotamya’nın dağ kızında buldum
Henüz saf, henüz açmamış bir çiçek
Ve solmayacak bir yaprak gibi
Bakışı cesaret, bakışı ceylan saflığında.

Bir aşk sayfası yazılıyordu
Kalem tükeniyordu
Savrulmuşken binlerce diyardan
Yanık tenli bir güzele yazıldım
Alçak dam, küçük pencere, kerpiç duvar
Ve yaşamak mutluluğu eserdi başımda
Dağların kızı, saf
Dağların kızı aşkımın beyaz sayfası.

18.07.1998
Cumartesi