Geçmişi bir kalemde nasılsa siliverdin,
Bir köşeye attın ya! senin canın sağ olsun,
Geçen gün eskilerden aklıma geliverdin,
Kaşlarını çattın ya! Senin canın Sağ olsun

Gün batımı hüzünler toplandı annacıma,
Yabancı gibi geçtin oturdun yamacıma,
Bu perişan halimi görüp bana acıma,
İğne gibi battın ya! senin canın sağ olsun

Yine sonbahar gibi yaprak döker dallarım,
Kar yağdı boran mı var hep kapalı yollarım,
İki yanıma düştü seni saran kollarım,
Beni benden ettin ya! senin canın sağ olsun.

Maviye hasret kaldı gönlümdeki gökyüzü,
Çeşme idi kurudu yaş dökmez iki gözü,
Eskisi gibi değil küllendi artık közü,
Bir hiçliğe kattın ya! senin canın sağ olsun.

Gönül çıkmazındayım hasret ayyuka çıktı,
Serzenişim kallavi artık yürekte bıktı,
Dert değil çekilecek yakınmalar çok sıktı,
Üç kuruşa sattın ya! senin canın sağ olsun.

Gönül düştü düşecek bir uçurum kenarı,
Damlayken sel döküyor gözler hasret pınarı,
Acımadan devirdin bu koskoca çınarı,
Yıkıp yıkıp gittin ya! senin canın sağ olsun.

Kelebekler uçmuyor artık gönül bahçemde,
Geçmişimin izi var alnındaki perçemde,
Yine bir haller sezdim benim ürkek serçemde,
Yalnızlığa ittin ya! senin canın sağ olsun.

Velhasıl yüreğimin açıldığı kapısın,
Hiç mi insaf yok sende niye böyle katısın,
Benliğinde iz yapan sen kimin hayatısın,
Bende artık bittin ya! senin canın sağ olsun
29.09.2023
...Necdet Akcakaya/Ankara