7
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
783
Okunma
Hırçın dalgaların gelsin uşağı
Demlesin elinden akşam çayını…
Düşmesin tepeden, insin aşağı
Açılsında kollar, alsın payını…
Ordu Dereleri, boğar adamı
Boztepe’den baksak, fındık dalda mı?
Ördekler ötüyor, Suna gölde mi?
Fadime bilmesin, onun huyunu…
Çarşambadan gelen, vermiş adını
Perşembeyi gören, sürmüş tadını
Kıyısında yüzdüm, ettim yadını
Sevdim oralarda, Çaka Koyu’nu…
Giresun Kalesi, melül taşında
Hamsili pilavda yedim başında
Yıllarımda geçti, sevda düşünde
Göremedim bende, elif boyunu…
Trabzon da Atatürk, köşküne vardım
Düşündüm akşamı, hamsiyi gördüm
Martılar da susmuş, meraktan sordum
Temeller tepmez mi, horon oyunu?
Birazcık keyifle, gezsek etrafın
Uzun Gölde ölmüş, tutalım safın
Cefalarda gördük, doğaya gafın
Bilmeyene göster, sende toyunu…
“Maçka yolu taşlı” teğette geçtim
Susamıştım bende, dağları seçtim
Rize yaylasından, göklere uçtum
Kana kana içtim, Ayder Suyunu…
Hassasi bilinmez, makber ilahi
Hasretinden öldüm, hem de billahi
Gördüm uzaklarda, Sarp’ları dahi
Memurlukta çektim, çokta tayini
Kimisi de yapar, gökte ayini...
25/09/2023 (Mazinin Günlüğü)
Memurluk hayatımda, Karadeniz acısı ve tatlısı ile bende büyük hatıraları ile iz bırakan ve her dem; methi senası edilen koca bir 4 yıldır...