1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1047
Okunma
A.Yaşaroğlu`na
kendi kefenini dokumanın hüznüyle
tüm beklediklerini unutmuş olmanın derdiyle ağır.
umarsız ve uzak gözlerle baktın
dalgalarda köpükler söndü
yıldızlar bulutlara gizlendi
ve hiç duymadığım sesler
çınlayarak gecenin karanlığında
aramızdaki uçurumları çalkalayarak
gelip kapılara yerleşti.
yollar uzadı
renkler ve kokular yüklenip her geldiğimde
senin ahını çoğalttık o gizli evde
sustuk ve çılgın köşeler bulduk gözlerimizi köreltmek için
tapınaklar ikiyüzlü çığlıklar atarak
sana ait küfürler edinmemi sağladı
kepenkli ve demir parmaklı pencereler
sessiz yangın yerlerine götürdü bizi
kalabalığa bağlılık yeminleri ettik
sen uygun adım marş ağıtlar yaktın
ben kum ve su taşıdım yüreklerimizdeki ateşi söndürmek için
küflü bir gelinliğe takıldı adın
eski sevinçlerden medet umarak
sen hep sisli bir yalnızlığa alıştın.