6
Yorum
37
Beğeni
0,0
Puan
1349
Okunma

uykusu
bir sapan taşıyla kıpkırmızı kesilmişti
yeniden başlıyordu tazelere uzaklığım
geceye sarılacak kadar kötürüm
nefesini yarılayan kelebekler kadar kısa ömürlü
gördüğü her rüyaya darılacak kadar
hüzünlüydüm
dilimin tel örgüsüne peltek şarkılar
sol anahtarına istiflenmiş anılar
gün ışığına yapışkan bir sarmaşık sürgünüydüm
sen şiir olup ağıyordun pencere kenarıma
incecik bir fikir gibi kopuyordun sonra
azınlık kalıyordum
nasıl da sesleniyordum
silik bir gölge gibi peşinden
melez renkler meleşiyordu
ıssızlığın dağ yamaçlarında
canımla can çekişiyordum durmadan
ruhumda ıslak saldırılar
saba makamında lâ çeken kuşlar
bir gamzeli fasıl yürütüyordum göğün kefeninden
onlarla yürüyordum sulara
onlarla gömülüyordum günlüğüme sessizce
sen özgürlüğü seçiyordum
tüm noktalarımı ateşe vererek
efsunlu bir şehir oluyordun
gözlerin bir kale duvarıydı
tırmanıyordum göz kapağının tehlikeli surlarına
ölesiye dalgalanıyordum
ölesiye genişliyordum sonra
bakışlarından menekşeler deriyordum
nasıl da büyüyordum
bir kızıl gün gibi ellerinde
gelincikler boşalıyordu
bir kızıl isyan gibi dudaklarından
arsız bir öpücükle uyanıyordum sonra da
çırpınarak ölüyordum
karanlığın boylarında yeniden
_boran