0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
304
Okunma
Ve güneş uykusunda bin yıllık yatağında
Hafif bir fırtına, yağmur ve karanlık gece
Bin yıllık bir bekleyiş her sabahı ufukta
Sürüp gidiyor ardı ardına şu ömrümce
Bilinmeyene bir gezidir başlar gecemde
Bir hüznün engininde yelken açar hayalim
Yolların sonu bilirim ki biter güneşle
Zembereği boşalmış bir saattir yüreğim
Salınırken gözümde sabahın ışıkları
Düş yorgunu gözlerim bin yıllık uykusuyla
Ateşten dizelerdir güneşin armağanı
“Merhaba” der şiirim yıldız ağırlığıyla
5.0
100% (1)