13
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
787
Okunma

Can susar da bazen dil konuşur
Bazen de ne çok yalnızlıklar çöker dudağınıza
İki dudak arası bir nefestir oysa
Konuşamadıklarınız.
Bir üfleyişte,
Dillenir bazen tüm sözleriniz
Tıpkı bir ney-zen edasında...
Kararan gecelerde ararsınız bazen de teselliyi
S/inerken sessizliklere
Suskusuna esir gülüşlerde
Yanmaktır bazen de ağla/yama/manın öbür adı
Dağılan saçlarınızda ne çok poyrazlar eser de
Toplayamasınız bir türlü kayıp gider avuçlarınızdan
Uçuşur tel tel
sonbaharda savrulan yaprak misali...
Bazen de ağır gelir sözler
Çelimsiz bir karıncanın yükü kadar zorlanır yüreğiniz acılardan
Titrek bir yağmur gibi seper çiseltisini yangınlarına
Yağmur diner de siz dinmezsiniz
Yanarsınız için için y/andığınızca
Oysa ki gece akar bir vakitten sonra
Yağar üstünüze üstünüze
Siz de gecenin üstüne
Donar sözcükler esir gülüşlerin suskusunda
Gülümseyemezsiniz!
İşte o an en zorudur
En zorudur
Suskusuna esir gülüşleriniz can çekişirken dudağınızda
Ardından güneş yavaş yavaş taşarken zulasından
Ruh ışır
Aralanır yavaş yavaş gecesinden...
Dünkü uyanışlarınızdan
Bir anı dahi hatırlamazsınız o geçişler esnasında
Oysa ki ne ekimlere adanır sürülürken
geleceğiniz sınır boylarına...
Yaprak yaprak
Dal dal
savrulurken siz sıla ötesi coğrafyalara
İklim yüreğimizde hep kıştır
Hep kışı yaşarsınız toprağınızdan uzakta
Ve
Ne acılar yaşatır hayat size
Ne z/amansız eceller...
Gurbette olup
Gelip görememek de vardır bazen
Yetişememek sağken canınıza...
Kusarken geçmişinizi siyah beyaz fotoğraflar
Hiç renklenmez...
Hep siyah beyazda kalır anılar..
Hep...
Hep siyah beyazda...
Kardelen
5.0
100% (30)