2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
648
Okunma
( Hey! Aynı yaşta, yaşıtım olanlar.
Yaşadık aynısını galiba.
Aynı “Yastadır” Çocukluğumuz.)
Nasıl bir duygudur
Çocukluğun sonsuzluğunda kaybolmak?
Bilirim.
Yeniden yaşaması çok zor ya bilirim.
Güzelliğini ilk keşfettiğim güneşin.
Batışına bakarken baygın baygın,
doğuşuna mızmızlanıp
yeniden seyrine kapılmak,
gözlerimin önüne avuçlarımı terek ederek.
Uykusuz, üşüyen, titreyen bedenimin
soğuğunu alan
tatlı tatlı ısıtan
ilk ışıklarını güneşin.
Derinden varlığına şükrederek..
İşte o vakitler
sabahla akşamın
birleşiminde oluşan
saflığının ölçüsüzlüğünde
sonsuzluğunun temelidir Çocukluğum..
Masumiyetimin ölçülmezliğidir Çocukluğum..
Harman yerinde gözüme kaçan
kuru bir parça saman,
sevmeye çalıştığım
buzağıların kuyruklarını çekişim,
folda yumurtalarını izinsiz aldığım
tavukların kalbini kırmamamdır Çocukluğum.
Kartalların uçuşlarını nefessiz seyredişim,
Berrak akan derelerde balıkları kovalayışım,
Ve vururlar, döverler diye beni ısıran köpeği
büyüklerime ihbar etmememdir;
ihbar etmeyişimdir Çocukluğum..
Anne babamın kavgalarına
varlığımı sebep saydığım,
sofraya oturmadan
kedimi beslediğim,
ölen kardeşlerimi köşe bucak aradığım,
Ve bir daha bulamadığım..
Çocukluğum..
Uzadıkça boyum
Arttıkça kilolarım
Daha bir korkaklaştığım
Endişelerimim büyümesiyle biten Çocukluğum..
Sigara içenleri,
yumruk atanları takip etmekle biten,
şişmanlarım korkusu,
bir kazada/kavgada ölürüm korkusu
yarınları bilemediğim Çocukluğum.
………………………………………….
Yüreğimde
Tuz buz olmuş
Kırılmış bir şeylerin olduğunu
fark ettiğimde
beni terk eden duygularımdır Çocukluğum..
Hassas, tehlikeli derecede
reddedilmeyi kabullenemediğim,
normal ölümlerle
intiharların farkını sezdiğim;
Ruhumun sonsuz istirahat ettiği
gökyüzüne bakıp bakıp dalmalarım,
okuduğum kitabın konusunu
unutmamamdır Çocukluğum..
Annem, babam, abilerimin
beni şehire okumak için
SÜRGÜN edilişimdir çocukluğum..
Ne zaman ki düşlerimi şiirlerle boyadım;
O vakit
daha bir çocuklaştım,
çocukluğumun sonsuzluğu tekrara durduğu o vakit.
Ben de her şair gibi
düşlerimi şiirlerle boyadım.
Yasağı karşı çıktığım,
Sadece dilimle karşı çıkıp
öylece anlatmaya geçtiğim
gün
bitti-kayboldu Çocukluğum.
Yıllar sonra karşımda aynalar,
bana akseden yüzümün halinden memnunum.
Oyuncaksız günlerin-yılların sonrası
Tekrar tekrar okuyup güldüğüm
Fıkra kitaplarıyla bitti Çocukluğum.
Derin derin aşka aşkla
beyaz beyaz baktığım kızlara,
belki Dante’nin Beatric’e olan
aşkı kadar da..
Eminim
Şiirsel şiirsel bakar
Şiirsel şiirsel düşünür yazar
Şiirsel şiirsel âşık olurdum zira..
Diğer bütün çocuklar gibi ben de yoksuldum.
Lastik ayakkabılar yakarken ayaklarımızı,
beraber yüzerdik aynı derelerde.
O çekilmez, bitmez kavgalarımız aynı yerde
soluksuz, biçimli biçimsiz aynı evrede.
Sonrası barışmalarımız
daha da kutsal
kutsal sayardım.
Ama lakin büyüklerimiz
kutsala boyardılar yalanlarını.
Barışmaları..
Bir Bayram sabahı zoraki zoraki
Öteliyorlardı kini nefreti.
Sorunumuzun/sorunlarımızın engeli
Büyüklerimizce engellenirdi zoraki zoraki..
Böyle böyle
hayallerimin
düşüncelerimin
yazıya dökülmemesinin;
Eşyaya yansıyıp
şekil almamasının engellenmesidir Çocukluğum..
Beni kendi boyut
Ve düşüncelerine benzetmeye çalışan,
Ailem ile
Milli Eğitim Müfredatı uygulamaya çalışan
öğretmenlerin kullandıkları “ZOR”lar arasında
boğulup giden, kaybolan
Çocukluğum.
Ve sanki
ağır bir projeyi
uyguluyorlar gibi ciddi ciddi,
beni,
bizleri
dayaklarıyla eğitmeye çalışan
ufuksuz öğretmenlerin
bitirdiği gerçektir Çocukluğum.
“Onur, Şeref, Yerindelik” yerine
Bizleri sürekli aşağılayan,
Aşağılık fikirli
Despot eğitimcilerin
Hızlandırmaya/hızlandırmayla çalıştıkları
“BİÇİMLENİŞTİR” çocukluğum.
…………………………………………………
Daha uzatmayayım.
Sonuç:
Sürekli eleştirerek
Suçlamayı,
Düşmanca bir ortamda yaşatılarak
Dövüşmeyi,
Alaya alınarak
Utangaç olmayı,
Utandırılarak
suçluluk duygusuyla beslenen Çocukluğum..
Hoşgörüsüz ortamla
Sabırsızlığımı,
Teşviksizlikleriyle
Kendime güvensizliği,
Övgüsüz ortamla
Taktirsizliği,
Adil olmayan bir yaşamla
Adaletsizliği öğrenen Çocukluğum..
Ne emniyetli bir ortam,
Ne de dostluk,
Ne de..
dostluğu benimseyen bir ortam…
Kendimi!
Kendimi sevmeyi bile zor başardım.
ki sevgiyi yaşamamış
bilememiş
sevgiyi bulma yolunu bilemeyen Çocukluğum..
ve bu yüzden……. Yanım görendekilere
KIRK yılda
zar zor güvenmeyi öğrendim.
Ve galiba!
En zoru da
Amaçsız
Hedefsiz
İnsanlarla
yaşam birliğinde olmasıydı ÇOCUKLUĞUM..
……………………………………………………
5.0
100% (2)