Parmağımın ucunda sonbaharın busesi,
N’eyleyeyim şerbeti, özümde kar olmazsa!
Aşklar bende kışladı, geçti gönlün hevesi,
N’eyleyeyim sohbeti, dizimde yâr olmazsa!

Zindan ile meydanın kalmadı daha farkı,
Çadır kurdum çöllere, yitirdim evi barkı,
Kuşattı âfâkımı Erciyesvâri korku,
N’eyleyeyim kümbeti, ışığım var olmazsa!

Birer birer tıkılmış güz kafesine kuşlar,
Yakışır mı ithamlar, çatılmış yine kaşlar,
Gönlüm yârin bağında türlü yemişler düşler,
N’eyleyeyim sepeti, içinde nar olmazsa!

Aydın günler dilerken çöktü üstüme gece,
Hayat ipi kördüğüm, çözümü zor bilmece,
Kitap diyorlar amma ömür faslı tek hece,
N’eyleyeyim manşeti, öz bahtiyâr olmazsa!

Yalın ayak gezeriz, dünya denen pazarda,
Herkes eşit olacak, yarın bir gün, mezarda,
Günahkâr bir kul isem, o İlâhî nazarda,
N’eyleyeyim serveti, mizanda kâr olmazsa!..


(28/05/2023 tarihinde, MEB Teftiş Kurulu Başkanlığı “Teftişin Kalemi” e-Dergisinin 2. sayısında yayınlanmıştır.)

(İlk yazılış tarihi: 26/02/2016, 23:25-23:55; Elâzığ)
(Son tashih zamanı: 02/06/2023, 18:21-35; Kocasinan, Kayseri)