15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1507
Okunma
...Yörüklü
Toros dağın ötesine ardına,
Cümle millet düşmüş onun derdine,
Oralarda şöyle derler adına;
Boyu selvi yüzü güzel yörüklü,
Şaçı sırma sesi özel yörüklü.
Bir yerlere durmaz gider bir aya,
Göçerler hep ovalardan yaylaya,
Kalbi duymaz bir kez özlem sılaya.
Nice iller gezer durur yorulmaz,
Talibi çok bir an olsun durulmaz.
Onun derdi yalnız gönlü hoş olsun,
Çiçek çiçek dolaşsında boş olsun,
Aşığının gözlerine yaş olsun.
Geçen geldi bizim ile haberi,
Telef etmiş yine bu yaz çok eri.
Sebeb olmuş gözlerinin elası,
Gece gündüz onca er’in belası,
Okunmuş da on beş ilde selası;
Dolaşınca yörüklü on beş ili,
Oldu o gün on beş er’in katili.
Usul Usul aynı hafif sedayla,
Gitmiş ki ne kelam ne de vedayla,
Ona mahsus aşina bir edayla;
Koç yiğitler baharında gömülmüş,
Nice kişi ağlar iken o gülmüş!..
...Yörüklü Şehirde
Yörüklümüz artık başka çarklıdır,
Bildik hemen nede olsa Şarklıdır,
Tavırları hallarıda farklıdır.
Son günlerde yörüklüye hal oldu,
Soranlara yanakları al oldu.
Herkes bilmek isteyince nedeni,
Yörüklüye bu halları edeni,
Öğrendiler bütün olup biteni.
Meğer bizim bu yörüklü aşıkmış,
Yalnız oğlan bir şeherli ve şıkmış.
Onun hali dilden dile ulaştı,
Kaçmak için nedenleri oluştu,
İki Aşık bir köşede buluştu:
Oğlan dedi:Kaçmak için şehire,
Gel bu akşam bizim sarı nehire.
İşte o gün iki aşık kaçtılar,
Yaylalardan şehirlere göçtüler,
Uzun yıllar orda ömür içtiler,
Ahım şahım tüm süsüyle bu dünya,
Yörüklüye geldi sanki bir rüya.
Yörüklümüz unuttu hep Tekir’i,
Ovasını yaylasını bozkırı,
Bir incelik putu oldu tavırı,
Ne de olsa burda yaşam zor işti,
Yörük huyu yavaş yavaş değişti!...
...Yörüklünün Ölümü
Bizim yörük ayrılmışta oğlandan,
Silmiş gitmiş onu hemen o andan,
Yenileri gelip geçmiş bir yandan;
Mutlu mutlu her gününü gün etmiş,
’Dilber’ diye sosyetede ün etmiş.
O kendini bu hayata kaptırdı,
Hergün farklı saçın başın yaptırdı,
Erkekleri put’um diye taptırdı;
O’şu gönlüm hep hoş olsun diyorken,
Uyanmaya daha vakit çok erken.
Kaçırmadı yörük hiçbir daveti,
Çok şey etti ona ’Hoşluk’ şehveti.
Son günlerde Bar’a oldu rağbeti;
Şimdi gece hayatından hediye,
Başlamıştı sigaraya içkiye.
Yörüklümüz gece gündüz diskoda,
Bir gün kalktı uyandı ki loş oda,
Yanında da yad bir adam uykuda.
İşte o gün olanları anladı.
Bir köşede için için ağladı.
Şöyle derler; adı çıkmış kaltağa,
Hergün gitmiş başka başka yatağa,
Nasıl düşmüş böylesi bir batağa;
Her gün onu başkasına satmışlar,
Ölünce de bir kenara atmışlar!...
şair-i lale
Biçimsel düzenlemede,
emeği geçen kardeşim delysedat’a teşekkürlerimle.