3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
355
Okunma
SÜRME
Ellerinde kına, gözünde sürme
Sürüsü peşinde bir güzel gezer
Ne olur elini mahreme sürme!
Sürükleme beni, bağrımı ezer.
Önünde önceği, yüzünde beni
Karagöl yanından geçerken gördüm
Ben ona bakarken, o süzdü beni
Kuyrukkakan gibi uçarken gördüm.
Etrafa şavk verir gecede yüzü
Gündüzü semada yıldıza benzer
Görmedi öylesi güzel, yeryüzü
Dudağı bal damlar, adeta anzer.
Tokalıdır belindeki kuşağı
Renkli kutnusunu atmış döşüne
Sarmaş dolaş sanki bir gökkuşağı
Rastlanmaz cihanda onun eşine.
Yaşar Torosların ulu kaşında
Kış bastırdığında iner sahile
Bir hilal çizilmiş sanki kaşında
O bir Yörük kızı, gezer maile.
Kelifin önünde çayını demler
Huzurun müstesna mekânı bura
İsterler ki geçmesin hiç bu demler
Kaderde olur mu, hiç yazı tura?
Alpaka üstüne bir nakış bezer
İlhamıdır şalvarının gülleri
O, işinden ne usanır, ne bezer
Işıl ışıl tülbendinin pulları.
Onu ne iş yorar, ne hayat yorar
Bir ömürlük mutluluktur rüyası
Bütün düşlerini hayıra yorar
Ar ve hayâ üzeredir mayası.
Yayla güneşi çil atmış benzine
Vurur üstüne gecenin ayazı
İhtiyaç duyulmaz gaza, benzine
Odundur yakıtı kışı ve yazı.
Gözleri var sanki bir mavi deniz
Bakışlarım onda büyük bir gemi
O geminin kaptanıdır bendeniz
Dedi, yeter, kes, çek ağzına gemi.
5.0
100% (3)