3
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
716
Okunma
"tam da bu vakitlerde sevineyim diyorum azıcık
sonra birşeyler düğūm düğüm şuramda
olmuyor "
sabahın altısı
turkuaz çehresiyle gülümsüyor gökyüzü
kuşlar yeni yeni uyanıyor
tek tük martı sesleri
yandaki komşunun köpeği havlıyor
garajın damına sinmiş cevizleri aşıran karga
tir tir titriyor rüzgärın uğultusu
Kadir gecesi ertesi duayla yıkanmış bedenim
huzurun adresine koşmak için
acele ediyor
yine bekler beni masumiyet kokan kuğular
karbeyaz tomurcuklu dallar
renk cümbüşüne bürünmüş manolya ağaçları
" seviyor , sevmiyor"
fallarına hibe edilen papatyalar
yorgunluğuma iyi gelen tahta bank
güneş de yüzünü gösterirse
değmeyin keyfime
âhhh işte mazinin silinmeyen izlerini taşıyan
o caddeler
bu şehir
İki de bir ağlatıp durmayın beni
annemin
babamın
bakışlarını giydirerek göz bebeklerime
biliyorum en çok canım babam geçmişti
yıllara meydan okuyan bisikletiyle bu yollardan
âhhh çok sevdiĝim o bisiklet
nefretim oldu babam üzerinde kazaya kurban gittiği gün
paramparça yaptım ellerimle
ama nâfile
seneler geçti
dönmedi ne babam
ne de annem seferinden..
nagihan