BABAM

O duruşuna can kurban babam...
Asaletin yeterdi
Akay denince memleket inlerdi...
Yaşamayı severdin
Her zaman benim rehberimdin.
Gunler aylar geçerdi sorgusuz
Gençtik ...
yaşayamazdık kusursuz...
Yaşım gereği biraz ergendim galiba
Saçlarım siyahtı, boyu ise bir karış ya vardı
Ya da yoktu
Gençtik...
Barış Manço ve Cem Karaca’ya özenirdik...
Eve gelmiştin...orta şekerli kahveni içmiştin..
Gözlerimin içine icine bakıp
O gür sesinle
"Git saçlarını kestir. Demistin...
İste o an gokkubbe başıma yıkılmıştı
Keşke beni o gün öldürseydin
canlı canlı mezara gömseydin...
Kırk gün be babam kırk gün....
O kahve benim, bu kahve senin gezindim...
Kumar denilen illete sayende merhaba dedim...
Anımsıyorum da yasim ya on dört
Ya on altıydı...
Sana olan kırgınlığım had safhadaydı
Günler su gibi akıp geçti...
Bugünlere geldim geldim de
Her gün seninle yüzleştim...
Simdi ben senin gibi yürüyorum dik;
Şimdi ben senin gibi geziyorum hoyratça
Sen nasıl devrandınsa ben de öyle davranıyor; sana benzediğim icin de gurur duyuyorum...
Ne de olsa sen benim örnek aldığım adamsın...

Dağci/Akay. 14.04.2023