1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
542
Okunma
GEÇMİŞTEN GELECEĞE
Yaşamın kısır döngüsü içinde
Defterimin sayfalarına
yüreğimin volkan olmuş karanlıklarına
Yer etmiş sevdam,
Elimi nereye uzatsam
Kaybolan yıllarıma kazınan
Acı ve tatlı günlerin izleriyle buluşuyorum.
Dar ve ıssız sokaklar dökülüyor belleklerimden .
Sarsılarak geçen eski bir otobüsün
Egzoz gazları,
Mangaldan yayılan hamsi kokularıyla karışıp
Şose yolun iki yanına dizilerek
Birbirine yaslanmış
Dişleri düşmüş bir sırtlanı andıran
Ahşap evlerden oluşmuş mahallenin
Yoksulluğunun kokusuyla bütünleşiyordu .
Yıllar geçtikçe daralan yollar ve küçülen mahallem geliyor gözlerimin önüne.
İlan tahtasında “BU AKŞAM sinemamızda
Yazan afiş...
Hoparlörlerden çıkan o cırıltılı sesler...
Yaşamımızın her anına karışan
Bizi olumlu ve olumsuz yanlarımızla yargılayan,
Bir baba kadar üstümüzde hakkı olan
Mahallenin sevimli ihtiyarları.
Umutlarımıza umut katarak samimiyeti
Ve dostluğu aşılarlardı bizlere.
Yıllar yılları kovaladı.
Dostluktan , samimiyetten hiçbir şekilde nasibini almamış insanlar arasında
Var ile yok olmanın
Bizlere yüklediği aksaklıklarla boğuşuyoruz.
Duyguların kırılganlığına inat
Sevgiden ve saygıdan uzaklaşarak
Siyasallaşmış boş beyinlerin şatafatı altında ezilen çaresizler
Yoksulluklarını “varlık kuyrukları”nda
El çırparak kutluyorlar.
Nasıl bu hale geldik bir bilebilsem
Yoksulluğu varsıllık zannedip
Yaşamın zorlukları içinde
Ekonomik dertlerin girdabına kapılmış bir kitlenin
Açlıkla sefalet içinde erimesini
Tanrının bir lütfu olarak görüp
Gözleri açıkken görmekten aciz
Bir toplumun tutsağı olduk.
Yaşamak isterken sınırsız
biat eden kulların ruhsuzluğuyla
kendimizden geçer olduk
Tepkim bundandır yaşama iki gözüm.
5.0
100% (3)