Ekmekler mis gibi kokardı
Francala çarşıda pişerdi
Ateşle dans eder fırıncı
Sıcağa çalım atar gibi

Kokusunu sevdiğim çarşı
Balıkçıları Yalçın abi
Uskumru söndürürdü alazı
Rahmet ister limoncu Ali

Çayırın acar çocukları
Yoğurtçu parkında gezerdi
Daha ona gelmeden yaşı
Kalamış’a kürek çekerdi

Derede canlı kurt toplardı
Çamurdan ayırır, dizerdi
Müşterisi bir kaç balıkçı
Hepsi beyaz şarap içerdi

Simsiyah karabatakları
Avlarken karanlık çökerdi
Bir kaç solukta geçer parkı
Hasırcıbaşı’na dönerdi

Yüreğinde ateş harlardı
Sarı musluktan su içerdi
Rıhtımda gazete satardı
Sonra da çayıra giderdi

Mektep duvarından kaçardı
Yoğurtçu parkına giderdi
Sonbaharda sarı kırmızı
Yapraklar toprağa düşerdi

Bir de misketleri toplardı
Mavili, sarılı, yeşilli
Kazanırdı morsu, karışı
Cillopları almazdı cebi

Şimşirden yapardı tornacı
Kabarası ucu çivili
Kaytanı da pek fiyakalı
Rengi sarılı, lacivertli

Kavradı küçük parmakları
Sarmaladı kaytandan ipi
Ne zaman döndürse topacı
Pembe yanakları gülerdi

O.A., 12.03.2023