1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
393
Okunma

-5-
“-hiç unutmam
bi güz günüydü
hazırladı beni akşamdan
sabahın kuru ayazında,
belimde ekmek çıkısı
kasaba yolunda
peşim sıra geldi arkamdan
ardım-sıra bakışı;
biliyorum yürüdü
dönüp baksam görürdü,
için için ağladığımı
anlamıştır anlamaz mı
….
adım gibi eminim,
dönüp baksam; gözleri dolu.!
Allah biliyor ya
hiç ardıma bakmadım
gözümün önünde daha dün gibi
belki o dakika geri döndü
ama sanırım
peşim sıra geldi, yol boyunca,
ne o beni sesledi
ne ben döndüm ardıma
ünlese seğirdip gidip sarılacağım
sımsıkı bırakmamacasına
doya doya ağlayacaktım,
yasaklasa da
sarılacaktım
bir defa daha
.
oyusa bana; başımı dik dutmak,
dönüp, geriye bakmamak,
verilen emeklere boş vermemek,
haklarını böyle helal etdirmek
“onurlu olmak” öğretilmişti,
onurlu, gururlu, mağrur
ahval ve şerait ne olursa olsun “onur”
gayrısı mideme dokunur
ne haram bir lokma
ne bedeli ödenmedik hırka
dilenmek asla!
.
bizde sadece onurlu olduk, kadere razı
zaten başka hiç bir şeyimiz de olmadı
istemedik de.. dua da etmedik
Allahın lütfüne nasip dedik
keremine bin şükür ettik!
.
zaten rahmetliyi bir daha da görmek de
nasip olmayacakmış belli
hala yanarım;
keşke köyde kala da
kök kemireydim de,
taş taşısaydım
sürünün peşinde dağ-dağ dolanaydım
köyden bir fakirin kızını alaydım
çoluk-çocuğa karışaydım
beraber yaşlansaydım
kuru ekmeğe razıydım
bir komşu kızı
ne oldu şimdi böyle
ömrü heba ettim yok yere
hala yanarım
şuramda bi sızı
tam şuramda
bir sızzıı!”
……..
5.0
100% (2)