2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
425
Okunma

Düğümlenmiş bir urgan,
Hafızanın celladını arayan,
Çok çabuk her yana parlayan,
Bir coşku körebe oynayan.
Orada yağmur,
Burada doluson,
Fırtınana denk gelmedim,
Ayazında nasılsın.
Nasıl bir şimşek çakarsın?
Nasıl bir yıldırım?
Depreminin enkazı altında kalmadım,
Çatlayan bakışların nasıldır bilmem.
Kaç mevsimsin muamma?
Ben kışına denk geldim.
Kar gibi yağıyor,
Bedenimin üzerine.
Yolları zor, gelmeleri çetin,
Yangınını göremedim.
Güneşin yakıcı mı?
Ya da nasıl bir yağmursun?
Sel vurgunu, taşkını gibi,
Sürükler misin dereler boyu?
Atar mı bir deniz kıyısına?
Bilemedim,
Düşmüşüm girdabının tam ortasına.
Sözlerin zihnime dayanmış bir namlu,
Gözlerin birer kurşun,
Tetiğinde bir elin,
Tutukluğudur beni koruyan.
Güneşine amade bir bekleyiş,
Kavuran sıcaklık mısın?
Yoksa bir gölge mi?
Hiç bilemedim.
Bekliyorum dört mevsimini,
Dört adım beride.
Sözlerinin bozulmamış hâlâ ütüsü,
Aklımın vitrin köşesinde.
5.0
100% (5)