1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
529
Okunma
ayağımdan zincirlenmişim sanki gurbete
mahkum olmuşum, kendi kendime
ne düğün, ne bayram bilmişim
kahretmişim gurbet ele
kadere, feleğe
bu güne değin aramamışım,
soramamış, bilmemişim
ne de hiç değilse anamın babamın
son nefesinde yetişip de
bir damla su verememişim
beni sayıklamış durmuş zavallı anacığım”
.
“-nasip olcağ olsa, elden-yelden, selden
nasip değilise demiş; ne ğelir elden
nasip deycez gari bilader”
“-orası öyle ama!
bayramdan bayrama da olsa
beni ummuş, beklemişler
bu bayram “gelecek” dermişler
.
ben bir selam bile salmamışım
varıp ellerini öpmek nasip olmamış,
şimdi kahrediyorum kaderime
bir selam salmamış,
iki satır bir mektup yazmamışım
hiç değilse birine
bir tanesine bile sahip çıkamamışım
benim diyeceğim bir yakınıma
kardeşlerime, değilse yeğenlerime
hiç kimse de bana
kol kanat germemiş
hatırımı sormamış
elimden tutanım olmamış
.
kız kardeşimin hali benden beş beter
baban ölmüş, anam kocaya varınca
Ümmüyü Gökçeali’den köye gelin getirmişler
teyzemizin oğluna
her birimiz ayrı bir dağın ardında
bunun neresi kader
..
“-oysa; hep sıkıntısını çekmişim yıllarca
uykum kaçmış gece yarılarında!
“acaba nasıllar” açlar mı, açıklar mı,
hastalar mı…,
sobalarını yakan oluyor mu
başlarında bi iş mi var acaba diye…
içimi yakmış yıllar-yollar boyunca
“sizlere ömür” sözünü duyma,
endişelerindeydim
oooooooof of, şimdi neye yaradı…
hıhnm?! ne bileyim..
kimler vardı kim kaldı”
.
bir keresinde azmettim geleceğim
“geçen bayram niye gelmedin
hiç olmadı mı iznin”
sorsalar ne cevap verirdim
..
bakıyorum da; ölü toprağı serpilmiş sanki
etrafımdaki herkesin üzerinde
bir yılgınlık,
bir dünya telaşesi,
anlaşılır, kabul edilir gibi değil
oysa dünyanın işi bitmez
kimi acelesine yenik
kimin de acayip bi dalgınlık
herkes olmadı-dolmadı telaşında
herkesin başında bin türlü bela
herkesin baş belası; bizatihi kendisi
tahammül edilmez bir aymazlık
herkes hayatından bezik,
bilmem ki; dünden bu güne,
halinden memnun mu herkes gurbette
ekmeği katığına denk olan var mı şehir yerinde
birbirmizin halini bilmeyiz
“gemisini kurtaran kaptan” deyiveriririz
oysa hep aynı gemide değilmiyiz.
.
yeni yeni farkediyorum dünyayı
adamlar nasıl sömürürdü sigarayı
bir kazaya kurban gidiyor durduk yerde birileri,
direksiyonu kırıyor da serserinin biri,
ya sarhoş, ya acemi
ölen direksiyonda değil,
arabada değil,
arabanın yolunda değil,
arabayı yapan değil,
benzini koyan değil
devleti soyan değil fark eder mi
sorar.. bilirmiyiz,
ezilen biz değilsek itiraz eder miyiz..
merak bile etmeyiz
ooof of, ezilenin ana-babası eşi
evde, ondan ekmek bekliyor birileri
!
“-şehir bize doğrultmuş oklarını,
makineli tüfeklerini, tanklarını
bizi bir cendereye almışlar ki!,
“durun - gelmeyin” der gibi
dişlilerin arasında heder olmuşuz
ezilmiş gitmiş(iy)iz,
asfalta yapışmış gibiyiz
köpek leşinden beter halimiz
perli-perişan olmuşuz
.
her bir parçamız bir yerlere savrulmuş,
kim vurduya gitmiş kimimiz
ne dönüp bakan olmuş,
ne “acaba kim” diye soran
ne merak eden olurmuş
sorsalar bile; bilen-tanıyan
yok! sorana aldıran
yok bizi adam yerine koyan,
tanımak isteyen kalmamış kimiz
insan yerine saymamış devletimiz.”
“-haklısın bilader, haklısın da?”
“-alca(ğı)n yok, takma gafana”
..
5.0
100% (2)