8
Yorum
28
Beğeni
4,9
Puan
681
Okunma

Ne diye karışırsın ki cancağıza
Sonra kelimeler tıkanıp kalır boğaza
Sen ne diyecem o ne yapacam diye şaşar
Sonra olan olur,herkes birbirinden kaçar
Gün gün sayıklarsın ismini
Belki gelir diye,
Fakat ne gelen olacak ne giden
Sarılacaksın kefene,sırılsıklam...
Şaibelerle dolu yatağında
Yaşayacaksın ya da yaşadığını sanacaksın
Kalbinin darağacında
Sarılı kalacaksın pencerenin dibinde
Ne yaparsan yap kalkamayacaksın işte
Uzaklara,hep uzaklara,çok uzaklara
Dalacak gözlerin
Belki biraz sızı belki de biraz yaş
Akıp duracak bütün tahayyül camlardan
Ne ellerine alabileceksin o yaşları ne yarınlarına
Sadece ama sadece çırpınacaksın
Bir kuş misali
En güzide tablolarda görecesin boş resmi
En güzide ellerde göreceksin masum kelepçeyi
Gölgem rıhtımı uğurlarken gün evveli
Şaşıp kalacaksın kendine
Sadece bir yaş
Sadece bir yas
Akacak işte öylece
En sessiz gece de
Nem nem,elem elem hatta birer birer
Devrilecek efsunlu şafaklar
Açılmak istemeyecek gözlerde kapaklar
Hasta edeceksin kendini meyal günde
Hasta edeceksin kendini hayal önünde
Bir çerçeve ucunda görülecek geleceğin
Bir resimde tıkanıp kalacak bütün hayalin
Ansızın kalkacaksın esrarlı bir uykudan
Baharsız sabahsız geçecek günlerin
Baharsız sabahsız kapanacak kirpiklerin
Geceye katran geceye devran düşecek
Sonra her şey ansızın girifte dönüşecek
Bembeyaz karlar düşecek çöllere
Bembeyaz karlar yağacak ölülere
Kabre düşer gibi düşeceksin yatağına
Ölmüşcesine yatacaksın derin uykuna
Bitmişliğinle izleyeceksin dünyayı
Tükenmişliğinle yaşayacaksın hayatı
Karanlığa kapanan baykuşa döneceksin
Karanlığa hapsolan yıldıza dönüşeceksin
Bir gün arkana dönüp baktığında;
Meğer benim asıl yarim,
Bir anne bir de gözyaşıymış diyeceksin...
5.0
95% (18)
4.0
5% (1)