12
Yorum
46
Beğeni
0,0
Puan
859
Okunma
Durun diyorum size
bastığınız toprak değil gönül hanemdir
vurulmadıkça susmadıkça dünya
isyan kokmayacak ellerim
vatanınıza düşmeyecek yüreğim
kendimleyim ve ne çok sizle
azat kuşlarını göğe uçuralı ve dönmeyeli çok oldu
çok oldu göğe keman çalmayalı
yerle gök arası adımları saymayı bırakalı çok oldu
ne çok şey oldu bu fırtınada bir bilseniz
yada bilmeyin...
ayin seanslarımın adının siz olduğunu
öldürüp mum alevinde dirilmenizi beklediğimi
yanan ateşte yalın ayak size koştuğumu
ki unuttum prangalı olan ayaklarımı
sonrası malum işte
yandı yüreğim ateşlerde
dünya hala kurşunlanmadı susmadı da
medcezir gemileriniz de yanaşmadı limana
son perde çekilmedi göğün yüzüne
toprağın göğsüne düşmedi henüz cemreler
isyan kokmayacak ellerim
Şimdi değil...
en ağır gece kusmadan
kıyamet son basamağını çıkmadan
son çığlık boğulmadan
konuşmayacak asi yanım
ıstırap kuşlarını yastığımda boğdum doğrudur
ucu yanık baharları yaktığımda doğrudur
yüreğime kazdığım kuyuya kendimi ittiğim de doğrudur
kendi katilimin sanığı olduğum da doğrudur
ecelle yürek yüreğe dans ettiğim de doğrudur
birbirinin aynısı olan yüzleri görüp
kendime kaçtığımda doğrudur
bir köşede sessizce yaramı sardığım
ama kanatanları asla unutmadığımda doğrudur
ilişmesin kimse susuzluğuma susmalarıma
yalnızlığa yüz sürmüşlüğüm var benim
yedi kat yerde yedi kat gökte
hercai kanatlarımı kıralı
uçmayı unutalı bin asır oldu
şimdi yağmanın sırası değil bulut
bir umut istemiyorum çekil başucumdan
içime gömdüklerimi yeşertemem artık...
Sizler ah sizler sizlerden uzak kimsesizler mezarlığına gömün beni ...