İnancımız şöyle ki; yokta yaşam bulunur,
Bak şu köhne saraya, orda köşem bulunur.

Her liman sütlü değil, dalgalar kırıksa da;
Bir sürûrun içinde, bin parça gam bulunur.

Dengesi şu dünyanın böyle kurulmuş işte,
“Aliyyülâlâ ” deriz, şeddeli kem bulunur.

Zâhirin gizlenmesi hikmet-i Huda’dandır,
‘Elif’le ‘mim’ arası, uzun bir ‘lâm’ bulunur.

‘Çaydaçıra’ bekleriz her davul vurduğunda,
Gönül tellerimizde, sızılı “bam” bulunur.

Her ormanın yaprağı, samla savrulur bilme;
Göğsümdeki ormanda, illâ ki çam bulunur.

Endişeye yok mahal, çatımızı yel atmaz;
Zirâki üstümüzde, topraklı dam bulunur.

Hece hece hasreti boşa mı biriktirdik,
İçinde sevdâm için, muştulu dem bulunur.

Sevdâ bildik sükûtu, deliban halimizle;
Yine de yâren için, bizde selam bulunur.

Dili söze çevirdik, sen şairsin dediniz;
Çıraklığım aşikâr, önde ustam bulunur.

Şairi sanmasınlar yalnız bilgiye bağlı
Bilginin öbeğinde, arsız ilham bulunur.

Câzibedir âlemde, bizi zapt-u rapt eden;
Amma ki her tuzakta, zehirli yem bulunur.

Düşsen oynak bir sesin o gizli kemendine,
Her hülyalı nefeste, alınan kâm bulunur.

Fuzuli’de gizlidir, hikmeti harbiyesi,
Mevla’ya giden yolda, özge Leyla’m bulunur.

Sanma ki aşk derdinin, hiç bulunmaz çaresi;
Hicrân kavruk da olsa, özünde nem bulunur.

Nevruz ‘yeni gün’se de, zimmetimizde bizim;
Taze sabah sonunda, bayat akşam bulunur.
^^
Ali Rıza Navruz