3
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
594
Okunma

İstanbul çarpıcı birçok bakımdan
Evvela, tarihi dokusu ile
Her nefes alınca o an kendinden
Geçersin, denizin kokusu ile
Sabah tül içinde işveli güzel
Esrarlı bir peri akşamlarında
Ufkuna bakarken sarhoş olursun
Romantizmin doruk noktalarında
Anlatmak öylesi zor ki bu şehri
Yazmakla olamaz yaşamak gerek
O kadar çeşitli hayatlar var ki
Kimi ağlayarak kimi gülerek
Kadı*nın kızının kusuru gibi
Güzelliği başka derdi bir başka
Gölgede kim neler yaşar bilinmez
Kim çile çekerken, kim gelir aşka
Güzelliği karın doyurmasa da
Elbette fırsatlar diyarı bu yer
Yaşam savaşında mutlak ayakta
Kalanların başı göklere değer
Elindeki memur maaşı ise
Öyle üç kuruşla geçinmek hayal
Tok yatmak düşüyle her aybaşını
Beklemek insana en büyük zeval
Bundandır, yaşama anlayışıma
Hiç uygun gelmedi bu güzel şehir
Müthiş kalabalık nüfusla sanki
Tuttuğunu yutan azgın bir nehir
On altı ay gibi İstanbul benim
Ben İstanbul’un kahrını pek çekmedim
O beni sevdi mi bilemiyorum
Yalanım yok ben onu hiç sevmedim
(Arşiv 16.03.1999)