12
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
473
Okunma

nasıl haykırır susmak nasıl
bir perdede görse güneşi
kaç yalnız süzülür ışıklarından
kaç yalnız şükrü bırakır
baharları irker canına
başlar su yollarını açmaya halk
önce yüreğinden çıtlar ses
ışık dalgaları gibi uzağa uzağa
daha ötesi vardır her ucun
en tepeye çıkmakla kenti
alamazsınız ayak altına
çiğneyemezsiniz dilinizle sesleri
ağzınızda gevelediğiniz sözcüklerle
biz bu çat pat cümleleri sevmedik
serin önümüze kilim üstünde
bir cümle konuşsun gül
bir desen yummasın gözlerini
konuşsa görülür mü susmak
belki elinden olacak ölümüne
belki yeni sözcükler asmaya yalnızlara
bahar dalına kondurur bülbülü
sabır dökülür türkülerinden
o diller ki avurtlarında taş konuşur
dağ yığılır dağ üstüne
ağaç ağaca sarılır dallar
ezilmeden çimen çiçek yollarda
küçük evin üstünde diklenmeden büyük ev
seslere yer açılır
nasıl ses verir susmak nasıl
konuşur, yankılanır yaban ellerde bile
kutsanır açılan o çatallı kördüğüm
en iletken sestir barış doğuşu
şafağın kızıl yüzüyle
şavkıyla dalgalanır ülkemde..
12. 12. 2011 / Nazik Gülenay