7
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
722
Okunma
Neva’dan yükseliyor bu ses
Bir kuru kamış
Bir kuru nefes
Başpare kederli
Parazvane dertli
Derdini ‘hu’ diye üfleyenlerin kuyusu bu
Bu kuyu, bu çıkrık,
Boşa dönen, başa saran
Kirpiğe küsmeyen
Göze sitem etmeyen
Yasların kuyusu bu
Sen ne kadar buralıysan
Bende o kadar oralı
Göz yaşını da bilirim
Gönül yasınıda
Tüketemediğim bir acının kuyusu bu
Bakma öyle divane değilim
Kalbine yenik düşenlerin kuyusu bu
Hala şaşarım nasıl bir gündü o
Sol elimi geçen sene kurban ettiler
Hastane odasında dikişlerimi saymadım
Bir yara izi sevilir mi
Sevdim sahiplendim
Soluna sızı düşenlerin kuyusu bu
Bu baharda kalbimi başka bir dert ile kanlı denizlere attılar
Üç gün kahrettim
Ağladım ağladım
Kul olan teslim olur, teslim mi oldum
Yoruldum mu duruldum mu bilemedim
Koydum tabutuma cesedimi öylece yollandım hastaneye
İlk cümlesini hatırlıyorum doktorun
Sonrası emar kabinine gözyaşımdan bir deniz koydum
Dermana meyletmeyen
Kefeni gözlerinde
Kefeni ruhunda
Cesedini avucudunda taşıyanların kuyusu bu
Deme imtihan
Biliriz amenna
İmtihanına sadık olamayanların kuyusu bu
Değil mi dünya yalan
Ömrüm ömrüm diye emaneti sahiplenen acizlerin kuyusu bu…
5.0
100% (13)