4
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
606
Okunma

HASAT İKLİMİ
Cana can katacak, bir afeti devranın devrinden
geçer mi ki hayat bu saatten sonra?
Aşkın asırlık koynuna, usulca sokulup bir buse kondursak,
uyanır mı derin uykusundan?
Kırılmış kanatlarıyla, yol alırken evren, umuda !
Ardımızda bıraktığımız, enkazın çığlıkları
halen tazeyken, gönül sofralarında !
Kavanoza hapsettimiz içinde hüznün yağmurları
İle ömrüden arta kalan, talan edilmiş gönül toprağıyla !
Göğümüzü titreten, fırtınalardan esinti kalan saatlerde,
hasret hüküm sürer, öznesi silinmiş suretinde şehrin !
Kırık dökük plaklardan, notaları akıyor bulunduğumuz anlarda..
Yaşamın ağır aksak arnavut kaldırımının, ayakları oldukça yorgun!
Bir o kadar da yılgın.. Aymazlıklardan !
Hayatın romatizmalı bedeni sızım sızım sızlarken ,
heybede biriken hecelerle, yolculuk zamanı
akrep ile yelkovanın omuzlarında !
Şimdilerde, yüreğe yaren kalem,
döküyor dallarından sonbahar misali, cümleleri şiirlere !
Yakıp kavuran, devrile devrile yazılarda artık çığlıkları ..
Lal olan dillerin sessizliğinden, toplayıp kelimelerin yenini !
Zamanın hasat ikliminde, rüzgarına teslim eder artık benliğini !
Yüreğin sesini açtığımızda,
bir sarı taksi geçiyor kulaktaki anayoldan !
Bazen de, mor salkımlı sokaktan geçer, düşlerimiz !
Kimi zaman da çocukluğumuzdan gelen bir masalın,
orta yerinde uyanır derin uykusundan dünlerimiz..
Kan revan bulutların, serzenişleri yankılanır
yaşamın penceresinde ansızın, ürperten o nefesiyle..
Ömrün kefaretini biçip, hayata diyet olsun diye ..
İdam etmenin vakti saati, gelmiş ve geçiyormuş meğer ! DDD
Derya Dender
14/5/2019.....03:49
5.0
100% (6)